Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7443 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16998 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.05.2014 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili, dava konusu 64 parsel sayılı taşınmazın paydaşı olan dava dışı ... tarafından 14.05.2014 tarihinde davalı ...'a satılan payın önalım hakkı nedeni ile müvekkili adına tescilini istemiştir.Davalı vekili, dava konusu taşınmazın fiilen taksim edildiğini, hak düşürücü sürenin dolduğunu, taşınmazın gerçek satış bedelinin tapuda düşük gösterildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.....Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın 1/4 payının dava dışı ... adına kayıtlı iken davalıya satıldığı anlaşılmıştır. Davacı vekili, satıştan müvekkilinin haricen haberdar olduğunu belirterek önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuştur. Davalı ise gerek yasal süresi içinde mahkemeye sunduğu cevap dilekçesinde gerekse aşamalarda fiili taksim savunmasında bulunmuştur. Mahkemece, davalının bu yöndeki savunmasının üzerine gidilerek araştırma yapılması, varsa eylemli kullanma biçimlerinin belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus üzerinde durulmadan yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,22.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.