MAHKEMESİ : Mersin 3. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 18/04/2013NUMARASI : 2011/1039-2013/384Davacı tarafından, davalılar aleyhine 16.06.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit irtifakı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.04.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDavacı, maliki olduğu .. parsel sayılı taşınmazın genel yola bağlantısı bulunmadığını ileri sürerek, davalılara ait .. parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı kurulmasını istemiştir.Davalı A.. Ş.. davanın reddini savunmuş, diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.Mahkemece, davanın kabulü ile davalılara ait ..parsel sayılı taşınmazdan geçit kurulmasına karar verilmiştir.Hükmü, davalı A.. Ş.. temyiz etmiştir.Dava, TMK'nın 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Saptanacak bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır. Somut olayda, daha önce görülüp ret ile sonuçlanan Mersin 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/985 Esas 2011/711 Karar sayılı dosyasında davacı..parsel sayılı taşınmaz lehine ..parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit kurulması talebinde bulunmuş ise de mahkemece en kısa ve en az giderle ..parsel sayılı taşınmazdan geçit kurulabileceği belirtilerek davanın reddine karar verilmesi üzerine görülmekte olan bu davada davacı tarafından bu defa ..parsel sayılı taşınmaz malikleri hasım gösterilerek dava açılmıştır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de davalıların katılımı ile taşınmaz başında keşif yapılmadan HMK'nın 27. maddesi hükmü ihlal edilerek karar verilmesi doğru değildir.Ayrıca geçit bedeline ilişkin Dairemizin yukarıda açıklanan ilkeleri doğrultusunda hüküm tarihine yakın bir belirleme yapılması gerekirken daha önce görülüp sonuçlanan 2010/985 Esas sayılı davanın açıldığı tarih olan 15.07.2010 tarihindeki geçit bedeli esas alınarak hüküm kurulması da doğru görülmemiş, bu sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı A.. Ş..'in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 04.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.