MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.04.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki intifa hakkı şerhinin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDavacı, 1/2 oranında paydaş bulunduğu bağımsız bölüm üzerine boşandığı eşi davalı lehine, tesis edilen süresiz intifa hakkının terkinine karar verilmesini istemiştir.Davalı, intifa hakkının yasalara uygun biçimde hata, hile, ikrah, tehdit ve benzeri irade sakatlaması olmadan yapıldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuş ve aksi düşünce ile hareket edilmesi halinde ise taraflar arasında düzenlenen 24.09.2009 tarihli protokol hükümlerinin dikkate alınmasını istemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalı lehine uygulanan süresiz intifa hakkının 15 yıl süreli olarak düzeltilmesine, bu şekilde intifa hakkının tesisine dair hüküm kurulmuştur.Hükmü, davacı ve davalı vekilleri temyiz etmiştir.Dava, intifa hakkının terkini istemine ilişkindir.Türk Medeni Kanununun 794. maddesindeki tanıma göre intifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar hatta haklar veya bir malvarlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı veren bir irtifak türüdür.Taşınmaz mallar üzerinde intifa hakkı, resmi senedin düzenlenerek tapuya tescili ile, taşınırlar üzerinde ise taşınır eşya zilyetliğinin intifa hakkı sahibine geçirilmesiyle kurulur. Alacaklar üzerinde intifa hakkı ise; hakkın temliki, kıymetli evrakın teslimi suretiyle kurulabilir. (TMK.m.795)İntifa hakkı; bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle, ./.....harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer (TMK.m.796). Ayrıca, intifa hakkının danışıklı kurulduğu iddiası veya iradeyi sakatlayan nedenlerin varlığı da ileri sürülerek terkin isteğinde bulunulabilir. Türk Medeni Kanununda müşterek mülkiyette paydaş olan kişinin intifa hakkının özelliği gereği payı üzerinde intifa hakkı kurabileceği kabul edilmiştir. Ancak paydaşa bu hak verilirken, payı üzerinde intifa hakkı kurmasının diğer paydaşların mülkiyet haklarını kullanmalarına zarar vermeyeceği öngörülmüştür. Diğer taraftan intifa hakkı ile yüklü olarak bir taşınmazın satılmasının o taşınmaz malın değerini düşüreceği de bir gerçektir. Uygulamada bazı paydaşların haklı ve geçerli bir nedeni bulunmadığı halde diğer paydaşları zarara uğratmak ve onları külfet altına sokmak için payları üzerinde intifa hakkı tesis ettikleri görülmektedir. Türk Medeni Kanununun 2. maddesi ile getirtilen kural gereği herkes haklarını kullanırken dürüstlük kuralına uymak zorundadır. Bu bağlamda da, görülmekte olan dava sırasında veya dava açılmadan hemen önce payda üçüncü kişi yararına intifa hakkı tesisinin taşınmazın satışında talepleri azaltmak ve düşük bir bedel karşılığı taşınmazın tamamının ele geçirilmesini sağlamak amacına yönelik yapıldığı karine olarak kabul edilmekte, diğer paydaşlar tarafından zarar gördüğü ileri sürülerek intifa hakkının terkini istemli açılan davalarda, aksi hak sahibi tarafından kanıtlanamadığı sürece intifa hakkına ilişkin işlemin iptaline karar verilmektedir.Dosyada mevcut kayıt ve belgelere göre tarafların 13.07.1996 tarihinde evlendikleri ve 03.03.2009 günlü, mahkeme kararı ile boşandıkları, 2000 doğumlu müşterek çocuk....velayetinin anne ....erildiği, ayrıca taraflar adına 1/2 hisse olarak kayıtlı bulunan L 4 blok, 1. kat, 1 no'lu bağımsız bölümün boşanma tarihinden itibaren 5 yıl süre ile davacı ... tarafından davalının herhangi bir hak talebi olmaksızın kullanılması konusundaki anlaşmanın mahkemece, uygun bulunduğundan tasdikine dair karar verildiği görülmüştür.Öte yandan taraflar arasında haricen 24.09.2009 tarihli protokol düzenlenmiştir. Protokol içeriğine göre; yukarıda sözü edilen bağımsız bölüm üzerine ... lehine 200.000.000 TL bedel karşılığı 15 yıl süreli intifa hakkı tesis edilecek ve intifa hakkı tesisinden sonra taşınmaz üzerinde mevcut 200.000.000 TL alacak için tesis edilen ipotek azami 3 gün içerisinde fek edilecektir.Tapu kaydı incelendiğinde; dava konusu edilen taşınmaz kaydına 13.10.2009 tarihli, .... no'lu resmi senet ile... adına kayıtlı 1/2 hissenin çıplak mülkiyeti üzerinde bırakarak 1/1 intifa hakkını...toplam 102.000,00 TL bedelle süresiz olarak ... lehine tanıdığı ve tesis edildiği saptanmıştır.Dosyadaki mevcut delil durumuna göre, davacının davalı ...'a 200.000,00 TL borcu bulunduğu bu borcunu ödemediği buna karşılık boşanma davası sonucu verilen kararla 5 yıl süreli tanınan intifa hakkının protokol ile 15 yıl süreli olarak değiştirildiği ancak, resmi sözleşme ile süresiz intifa hakkı tesis edildiği, davacının imzasını taşıyan 21.02.2014 havale tarihli dilekçesinin 5 no'lu bendinde açıkça “her hangi bir hata, hile ikrah, tehdit, irade sakatlaması, sonucu oluştuğuna dair bir iddiasının bulunmadığı ancak davanın konusu talebinin intifa hakkı devam ederken ortaklığın giderilmesi sonuçlandığında satış işlemleri yapılırken, hiç kimsenin tasarruf edemediği bir taşınmazı satın almak için teşebbüste bulunmayacağıdır. Bu sebeple dava konusu taşınmaz üzerindeki intifa hakkı kaldırılarak doğabilecek mağduriyetinin önlenmesidir.” açıklaması da dikkate alındığında taraflar arasındaki uyuşmazlığın ortaklığın giderilmesi davası sonucu verilecek kararla davacının doğacak mağduriyetinin mahkeme aracılığı ile giderilip giderilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.Davacı hata, hile, ikrah olmadan resmi senedi imzalayarak davalı eski eşe süresiz intifa hakkı tanımıştır. Resmi senette yer alan intifa hakkının terkini yasanın 796. maddesinde yer alan koşulların gerçekleşmesine bağlıdır. Somut olayda anılan koşullar gerçekleşmemiştir. Öte yandan davacı yargılama aşamasında taşınmazın ileride müşterek çocuklarına kalacağı düşüncesiyle sözleşme yapıldığını ancak, ortaklığın giderilmesi davasının açılmasıyla kandırıldığını öğrendiğini ileri sürmüş ise de yukarıda açıklanan maddi olaylar zinciri ve mevcut delil durumuna göre davacı tarafın davalıya olan 200.00,00 TL borcunu ödemediği, 03.03.2009 tarihinde intifa hakkı tesis edilen taşınmazla ilgili ortaklığın giderilmesi davasının 15.04.2014 tarihinde açıldığı, toplanan delillerle davalı ...'ın ortaklığın giderilmesi davası neticesinde taşınmazın üçüncü kişilere satışını zorlaştırmak veya satışta kendisine avantaj sağlayarak davacının mağduriyetine sebep olmak gibi bir amacı taşıdığı kanıtlanamamıştır.O halde, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıran davalı tarafa iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.