Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7386 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2969 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Van 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 01/03/2013NUMARASI : 2007/301-2013/72Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.04.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 01.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, mera komisyonu kararının iptali istemine ilişkindir.Davacılar, mera komisyonu tarafından yapılan çalışma sonucu mera olarak ilan edilen yerin murislerinin tapulu arazileri olduğunu beyan ederek il mera komisyonu kararının iptalini talep etmişlerdir.Davalı Hazine vekili, komisyon kararının doğru olduğunu, davanın reddini savunmuştur. Davalı O..Köyü Tüzel kişiliği, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile bilirkişi raporu ve krokisinde A, B harfleriyle gösterilen yerlerin davacıların tapu kaydı kapsamında olduğu kabul edilerek davacılar adına tesciline, krokide C ile gösterien yer hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü davacılar vekili ve davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.Taşınmazlara ilişkin uyuşmazlıkların çözümünde en önemli delillerden biri olan keşif; re’sen veya taraflardan birinin talebi üzerine davanın her aşamasında çekişmeli taşınmazda gerekli inceleme ve araştırmaların yapılması demektir. Uygulamada yararlanmak üzere komşu taşınmazların tapu kayıtları getirtilmeli, keşifte yöreyi iyi bilen mahalli bilirkişiler ve konularında uzman olan teknik bilirkişiler aracılığı ile uygulama yapılmalı, kayıtlardaki her sınır bilirkişilere sorularak arazi üzerinde tespit ettirilmeli, dava konusu yeri kapsayıp kapsamadığı duraksamasız belirlenmeli, saptanan sınırlar teknik bilirkişinin çizeceği krokide işaret ettirilmeli, diğer yandan mahalli bilirkişilerin söylediklerinin denetimi açısından komşu taşınmaz revizyon tapu veya vergi kayıtlarının nizalı taşınmaz yönünü ne şekilde nitelendirdiği üzerinde durulmalıdır. Dava konusu taşınmazın tapu kaydı harita ve krokisi mevcut ise, bu tapu kaydına Türk Medeni Kanununun 719, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20.maddeleri uyarınca kapsam belirleneceği kuşkusuzdur. Taşınmazın harita ve krokisi yoksa veya bunlar uygulama niteliğinden yoksunsa, tapu kaydı ilk tesisinden itibaren getirtilmeli, gitti kayıtlarının yüzölçümlerine ve sınırlarına bakılmalı, bir değişiklik varsa bunun dayandığı belgeler incelenmeli, doğru ve yasal bir nedeni olup olmadığı araştırılmalı, doğru esasa dayanmıyorsa ilk tesisindeki sınırlara itibar edilmelidir.Ayrıca, karşı tarafın dayanak belgeleri ile savunmasında ileri sürdükleri kayıtların da tüm geldiler ile birlikte merciinden getirtilerek aynı şekilde mahallinde uygulanması gerekir. Bilirkişi ve tanıklar keşif mahallinde dinlenir ve keşfin tamamlanmasından sonra da buna ilişkin bir tutanak düzenlenir.Somut olayda; dava konusu taşınmazların Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1993/1491-355 Esas ve Karar sayılı dosyası ile taşınmazın murisleri adına tescil edildiğini ancak bunun dikkate alınmadığı iddiasına dayanılmıştır. Bu dosyasının incelenmesinden davacıların murisi S.. E.. adına toplamda 99.200 m2'lik üç adet taşınmazın tesciline karar verildiği ve bu kararın Yargıtay 8. Hukuk Dairesi tarafından 18.02.1994 tarihinde onanarak kesinleştiği görülmektedir. 4342 Sayılı Mera Kanununun 1. maddesine göre mera, yaylak ve kışlakların belirlenmesi, bakım ve ıslahlarının yapılarak verimliliklerinin arttırılması ve sürdürülmesi, gerektiğinde kullanım amacının değiştirilmesi görevi yasaya göre kurulacak olan il mera komisyonlarına bırakılmıştır. İl Mera Komisyonlarının mera, yaylak ve kışlak olarak tahsis edecekleri yerlerin nereler olduğu ise Mera Kanununun 5. maddesinde sıralanmış bulunmaktadır. Bunların dışındaki örneğin, tapu kaydı olan bir yerin mera, yaylak veya kışlak olarak kullanılması amacıyla kanun kapsamı içine alınması ancak kamulaştırma yapılmasıyla mümkündür. Aksi takdirde, mülkiyet hakkı yok edilmiş olur.Bu durumda, yukarda belirtilen açıklamalar gereğince, davacıların dayandığı mahkeme kararının kapsamını belirlemek amacıyla, mahkemece yerinde yeniden keşif yapılarak davacıların köyünden, çevreyi iyi bilen yaşlı ve tarafsız bilirkişilerin temini ile çevredeki taşınmazları gösterir pafta ve bu taşınmazların varsa tapu ve vergi kayıtları da getirtilerek mevkii ve sınırları ayrı ayrı sorularak beyanlarının alınması, buna göre ayrıntılı ve gerekçeli bilirkişi raporu ve krokisi düzenlettirilerek dava konusu taşınmazların mera parseli içinde nerede yer aldığını ve mahkeme kararı kapsamı geniş pafta üzerinde gösterilmesi sağlanıp, oluşacak sonuca göre kararın kapsamı içinde kalan bir kısım bölüm mera komisyonu tarafından kamulaştırma yapılmaksızın mera olarak belirlenmiş ve davalı köye tahsis edilmiş ise kayıt kapsamıyla sınırlı olarak İl Mera Komisyonu kararını iptal etmesi aksi halde davayı reddetmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 04.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.