Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7244 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16952 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.01.2014 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Davacı vekili, davalının .... sayılı taşınmazlarda annesi ..... kendisine intikal edecek miras hisselerinin tamamını müvekkiline satmayı vaad ettiğini, müvekkilinin satış bedelinin tamamını nakden ve peşinen ödeyerek taşınmazları teslim aldığını ancak davalının tapuda devir işlemlerini yapmaktan kaçındığını ileri sürerek davalı adına kayıtlı hisselerin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir. Davalı, davacının satış bedelini ödemediğini, okuma yazma bilmemesinden faydalanarak sözleşmeyi imzalattığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazlarda davalıya ait olan hisselere ilişkin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m. 701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez.Somut olaya gelince, davacının dayanağı olan satış vaadi sözleşmesi ile satış vaadinde bulunan davalı tarafından tapuda murisi .....kendisine intikal edecek miras hak ve hisselerinin satışının vaadedildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazlar o tarihte muris .... adına kayıtlı iken intikalen yine mirasçıları adına tescil edilmiş ancak halen de mirasçıları adına elbirliği mülkiyeti şeklinde kayıtlı bulunmaktadır. Satış vaadi alacaklısı davacı ... elbirliği mülkiyetine dahil bulunmadığından taraflar arasında düzenlenen satış vaadi sözleşmesi halen geçerli olmakla birlikte satış vaadine konu taşınmazlar elbirliği mülkiyetinden paylı mülkiyete dönüştürülmedikçe sözleşmenin ifa olanağı bulunmadığından davacı adına tescile karar verilmesi mümkün değildir.....Bu itibarla, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 21.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.