MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVALILAR : ... v.d.Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.05.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil ile kira alacağı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 12.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDava, yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptali ve tescil ile kira alacağı istemine ilişkindir.Davacı vekili, davalı ....2076 ada 28 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapılan binanın 2. kat 11 no.lu bağımsız bölümünü 30.07.2012 tarihli satış sözleşmesi ile 50.000,00 TL karşılığında müvekkiline sattığını, müvekkilinin 30.000,00 TL'yi peşin olarak ödediğini, davalı şirketin inşaatı tamamlamış olup dava konusu bağımsız bölümün davalı arsa sahibi ... adına kaydedildiğini, teslimde ödenmesi gereken miktarı ödemeye hazır olmalarına rağmen davalının halen daireyi teslim etmediğini, ayrıca sözleşme ile davalı şirketin daireyi süresinde teslim etmemesi halinde aylık 300,00 TL kira bedeli ödemeyi kabul ettiğini ileri sürerek davaya konu bağımsız bölümün tapusunun iptali ile müvekkili adına tescilini ve 4.580,00 TL kira alacağının davalı şirketten tahsilini talep etmiştir. Davalı şirket vekili, dava konusu dairenin tesliminin gecikmesinde müvekkili şirketin kusurunun bulunmadığını, bu nedenle kira alacağı talebinin haksız olduğunu, ayrıca davacının bakiye 20.000,00 TL'yi ödemediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., dava konusu dairenin tapusunun davacıya verilmesini kabul ettiğini beyan etmiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazın da bir konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır.Anılan kanunun 3. maddesinin (k) bendindeki tanıma göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (l) bendindeki tanıma göre de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. ....6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir.Somut olayda da; davacı tüketici, davalı yüklenicinin temlikine dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğundan o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi, aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan bir zorunluluktur. Mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu re’sen gözetilerek yukarıda yazılı olduğu şekilde işlem yapılması gerekirken çekişmenin esasının incelenip hükme bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 21.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.