MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.02.2008 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Dairemizin 29.02.2016 günlü mahalline iade kararı sonrası dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulü ile ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.Hükmü, bir kısım davalılar .... vd vekili ile davalı ... vekili temyiz etmiştir. Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK'nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.Somut olaya gelince;Dava dilekçesinin, davalılardan ..., ... ve ...’a daha önce kendilerine veya adreslerine tebligat yapılmadığı halde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35.maddesine göre tebliği usulüne uygun değildir, adı geçen davalılara dava dilekçesi Tebligat Kanunu’nu hükümlerine uygun olarak tebliğ edilmelidir.Davalılardan ...’un vefat ettiği dosya içerisinde bulunan tebliğ mazbatasından anlaşıldığından, adı geçenin mirasçılık belgesi ibraz ettirilerek tespit edilecek mirasçılarının davaya dahil edilmesi gerekir.Ayrıca, paydaşlardan ... kızı ... ile davalı ... ... kızı ...’ın, ... kızı ... ile davalı ... ... kızı ...’nun, paydaş ... ile davalı ... Ataman’ın, paydaş ... ile davalı ... ...’un aynı kişi olup olmadığı anlaşılamamıştır. Yine paydaşlardan ...’ın baba adının tapu kaydında yazmadığı görülmektedir. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup hakim re'sen her aşamada dikkate almalıdır. Mahkemece, sözü edilen tapu malikleri ile davalıların aynı kişi olup olmadığı belirlenmesi, aynı kişi olmaları halinde tapu kaydında isim tashihi ve baba adının yazılması için davacı vekiline süre verilmesi, aksi halde sağ iseler kendilerinin, ölü iseler ibraz ettirilecek mirasçılık belgesine tespit edilecek mirasçılarının davada yer almalarının sağlanması gerekir.Öte yandan, davalılardan ...’ın davayla ilgisi anlaşılamadığı gibi, davaya konu taşınmaz imar düzenlemesine alındığından taşınmazın son durumunu gösterir tapu kaydı temin edilmeden ve satış bedeli ile yargılama giderlerinin paydaş .... yerine, kendisinden sonra ölen eşi ....’ya ait mirasçılık belgesi doğrultusunda paylaştırılması yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Mahkemece bu hususlar gözardı edilerek ve taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 06.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.