Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7057 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13459 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Gaziantep 3. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 15/07/2014NUMARASI : 2012/309-2014/734Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.04.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Önalım davasında dava konusu payın satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masrafların toplamından ibaret olan önalım bedelinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 734/2. maddesi gereğince hükümden önce mahkemece belirlenecek uygun bir zaman içinde depo edilmesi için davacıya süre verilmesi gerekir. Davacıya verilen bu sürenin kesin olduğuna da mahkemece karar verilebilir. Kesin süre içerisinde öngörülen işlem yerine getirilmez ise 6100 sayılı HMK’nın 94. maddesi gereğince işlemi süresinde yapmayan tarafın o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar. Ancak anılan bu madde hükmünün uygulanabilmesi için davacının davayı sürüncemede bırakacak davranışta bulunması gerekir. Somut olaya gelince; davacı vekili, davacının 4073 ada 8 parsel sayılı taşınmazda paydaş bulunduğunu, taşınmazın diğer paydaşlarından M..F... T...'in 214/548 payını 11.01.2011 tarihinde, paydaşlardan A... K..., A... K...,T.. K..., S... K..., H.. B..., B.. A..., N.. Ö..'in 111/548 paylarını 09.11.2010 tarihinde, A.. S..'in 108/548 payını 17.01.2011 tarihinde davalıya satarak devrettikleri, satışın noter vasıtası ile davacıya bildirilmediğini öne sürerek davalı adına kayıtlı payların iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece, davacı vekiline 12.03.2013 tarihli celsede, bilirkişi raporunda belirtilen 477.030,10 TL önalım bedelini bir dahaki celseye kadar yatırmak üzere kesin süre verildiği, davacı vekili tarafından önalım bedelinin resmi senetlerde işlem yapılan bedel üzerinden belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle bilirkişi tarafından bedel belirlenmesine itiraz edilmesi üzerine yeniden 13.02.2014 tarihli celsede, davacı vekiline resmi satış ve harç bedeli üzerinden depo etmek üzere bir daha ki celseye kadar kesin süre verildiği (kesin sürenin sonuçlarının anlatıldığı) verilen kesin süreye rağmen bedelin depo edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Mahkemece 09.11.2010 tarihli, 21095 y. no'lu resmi satış senedi de tapudan getirtilmek suretiyle dava konusu payın resmi satış bedeli ile ödenmesi gerekli harç ve masrafların toplamından ibaret olan önalım bedeli hesaplanarak depo ettirilmesi konusunda davacıya usulüne uygun süre verilerek, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken depo edilecek bedel doğru şekilde belirlenmeden bu konuda verilen kesin süre içerisinde bedelin depo edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 25.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.