Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6994 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6938 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Perşembe Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 09/12/2014NUMARASI : 2012/6-2014/266Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.01.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; önalım davasının kabulüne dair verilen 09.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından, temyizen incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 23.06.2015 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden gelmedi. Karşı taraftan temyiz eden davalılar vekili Av. S.. T.. geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Davalılar vekili, taşınmazın yirmibeş yıldır fiili taksim ile kullanılmakta olduğunu, önalım hakkının doğmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, akitteki satış bedeli ve masraflar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili ile davalılar vekili temyiz etmişlerdir.Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK'nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz.Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.Önalım davalarında fiili taksime değer verilmesi için taksimin yazılı olarak yapılması ya da taşınmazın çok sayıda paydaşının bulunması halinde tüm paydaşları tarafından fiilen kullanılan bölümlerin olması gerekmez. Davacının kullandığı ve davalıya pay satan kişilerin kullandığı ayrı ayrı bölümler var ise satıcı zamanında kullanıma karşı çıkmayan, o yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda pay satışı nedeni ile önalım hakkını kullanması TMK'nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı kabul edilmektedir.Somut olayda; davacı, dava dışı H.. Ş..'in 13.12.2011 tarihinde 1/2 payını 1/4'er hisse olarak 35.000,00'er TL toplam 70.000,00 TL satış bedeliyle davalılara sattığı akit ile ilgili olarak bedelde muvazaa iddiasıyla önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemiştir. Davalılar ise fiili taksim savunmasında bulunmuştur. Mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen 26.05.2014 tarihli teknik bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre dava konusu taşınmazda davalılara pay satan H.. Ş..'in ve davalıların krokide "B" harfi ile gösterilen kısmı, davacının ise "A" harfi ile gösterilen kısmı kullandığı anlaşılmaktadır.Hükmün gerekçesinde dava konusu taşınmaz hakkında başkaca davada aynen taksimi mümkün görülmediğinden satışı suretiyle ortaklığının giderilmesine karar verildiği, bu nedenle fiili taksim savunmasına itibar olunamayacağı belirtilmiş ise de önalım davalarında fiili taksime değer verilmesi için davacının ve davalıya pay satan kişilerin kullandığı ayrı ayrı bölümlerin bulunması yeterli olup teknik anlamda mevzuata uygun taksimin varlığı aranmamaktadır. Dosya kapsamına göre taşınmaz üzerinde davacı ve davalılara pay satan kişilerin kullandığı ayrı ayrı bölümlerin bulunduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda belirtildiği üzere satıcı zamanında kullanıma karşı çıkmayan, o yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda pay satışı nedeni ile önalım hakkını kullanması TMK'nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağından, mahkemece dava konusu taşınmazda fiili taksim bulunması nedeniyle davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 1.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.