Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6960 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13418 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Karaman 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 17/07/2014NUMARASI : 2011/256-2014/502Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.07.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı A.. U.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDavacı, dava konusu payın satış bedelinin önalım hakkını engellemek amacıyla resmi senette 35.000,00 TL olarak gösterilmek suretiyle davalıya satıldığını, gerçek satış bedelinin 600,00 TL-700,00 TL olduğunu iddia ederek önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.Davalı, tapuda gösterilen değerin gerçek değer olduğunu, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, dava konusu payın keşfen belirlenen değeri ve tanık beyanlarına dayanılarak davacının bedelde muvazaa iddiasına itibar edilmek suretiyle 1.996,20 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Davacı satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasını her türlü delille ispatlayabilir. Ancak keşif tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Somut olayda, 11.07.2011 tarihli satış ile dava konusu 176 parsel sayılı 8880,00 m2 yüzölçümlü, bahçe vasıflı taşınmazın 65/1776 payı davalılardan İ.. C..'a 35.000,00 TL bedelle satılmıştır. Davacı, dava konusu payın gerçekte 6.00,00-700,00 TL'ye satıldığını, önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmiştir. Yargılama devam ederken davalı İ.. C.. 176 parsel sayılı taşınmazdaki dava konusu 65/1776 payını 26.03.2014 tarihinde 40.000,00 TL bedelle davalı A.. U..'a satmıştır. Davacı HMK'nın 125. maddesi gereğince, A.. U..'u davaya dahil etmiştir. Ziraat mühendisi bilirkişiler 17.04.2013 günlü raporda taşınmazın 1.932,43 TL değerinde olduğunu saptamıştır. Duruşma sırasında ve keşif sırasında dinlenen tanıkların davalılar ile pay satışı yapan paydaşların bedel ödeme işlemi sırasında yanında olan ve görgüye dayanan bir anlatımları bulunmamakta, ancak dava konusu taşınmazın değerine ilişkin duyum ve görüşlerini beyan etmektedirler. Mahkemece, keşfen belirlenen ve tanıkların bu anlatımlarındaki değere itibar edilerek, davacının beyan ettiği pay değeri depo ettirilmiştir. Davacı tarafından bedelde muvazaa iddiasını ispata yarayan başka bir kanıt sunulmamıştır. Soyut tanık anlatımları ve keşfen belirlenen değer bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya tek başına yeterli bulunmadığından, davacının muvazaa iddiasına itibar edilmemelidir.Mahkemece, bedelde muvazaa iddiası ispatlanamadığından dava konusu payın tapuda gösterilen 11.07.2011 tarihli birinci satış bedeli olan 35.000,00 TL ile ödenmesi zorunlu harç ve masrafın toplamından oluşan önalım bedelinin TMK’nın 734. maddesi uyarınca hükümden önce belirlenecek uygun bir zaman içinde depo edilmesi için süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine,kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.