Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 688 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 17900 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesiavalılar aleyhine 25.10.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDavacı, davalıların murisi Anahanım Kutlu ile yaptıkları 27.07.2012 tarihli ölünceye kadar bakma sözleşmesi gereği dava konusu 672 ada 884 parselin tapu kaydının iptali ile adına tescili isteminde bulunmuştur.Davalılardan ..., sözleşmenin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.Davalı ... davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, bir kısım davalılar temyiz etmiştir.6100 sayılı HMK'nın 137/1. maddesinde "dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir.”(2). maddesinde “Ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemez ve tahkikat için duruşma günü verilemez.”HMK'nın 142. maddesinde “Ön inceleme duruşması tamamlandıktan sonra, hâkim tahkikata başlamadan önce, hak düşürücü süreler ile zamanaşımı hakkındaki itiraz ve def'ileri inceleyerek karara bağlar.” ./..2015/17900-2017/688 -2-HMK'nın 147/1. maddesinde “Taraflar, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra tahkikat için duruşmaya davet edilir.” hükümleri düzenlenmiştir.Mahkeme ön inceleme aşamasından sonra tahkikat işlemine gerek olmaması halinde nihai bir karar verebilir (HMK m. 138-142). Ancak mahkemenin ön inceleme aşamasında nihai karar verebilmesi için dava şartlarından birinin bulunmaması, ilk itirazların yerinde olması, hak düşürücü sürenin geçmiş olması veya zamanaşımı def’inin dinlenebilir olması gerekir. Mahkemece bu nedenler dışında işin esasına girilerek delillerin değerlendirilmesi sonucu bir karar verilecekse HMK’nın 143 ve devamı maddeleri uyarınca tahkikat aşamasına geçilmeli ve özellikle HMK’nın 147. maddesi uyarınca taraflar tahkikat için duruşmaya davet edilmelidir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 611. (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) m. 511) maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer (TBK m. 614 (BK) m. 514).Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 1.4.1974 günlü ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda uygulama yeri bulur. Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, ./..2015/17900-2017/688 -3-elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.Somut olayda; mahkemece ön inceleme duruşması davalılardan ...’e usulüne uygun tebliğ edilmeden yapılmıştır. Tüm taraflara ön inceleme duruşması usulüne uygun tebliğ edilemeden ön inceleme duruşması yapılması doğru değildir. Ayrıca davalılardan Nilgün ölünceye kadar bakma akdinin diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını iddia ettiğine ve cevap dilekçesinde bir kısım delillerle birlikte tanık deliline de dayandığına göre yukarıda açıklanan ilkeler göz önüne alınarak tüm deliller toplanıp, gösterdikleri takdirde tanıklar da dinlenmek suretiyle ölünceye kadar bakma sözleşmesinin diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapılıp yapılmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.