Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6758 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7381 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İstanbul 23. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14/10/2014NUMARASI : 2013/532-2014/337Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.10.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; önalım davasının reddine dair verilen 14.10.2014 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 16.06.2015 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. İ.. B.. ile karşı taraftan temyiz eden davalı vekili Av. Ş.. L.. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü açıklaması dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Davalı vekili, dava konusu taşınmazda davacının murisinin payı nedeniyle davacı yönünden elbirliği mülkiyetine tabi olduğunu, diğer paydaşların da davada taraf olması gerektiğini, ihtarların tebliğine rağmen üç aylık hak düşürücü sürede davacı dışındaki elbirliği paydaşları tarafından dava açılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının murisinin diğer mirasçıları tarafından yasal süre içerisinde önalım hakkının kullanılmadığı, sürenin geçmesinden sonra davaya katılmalarının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili ile mahkeme gerekçesinin eksik olması sebebiyle davalı vekili temyiz etmişlerdir.1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.2-Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden,Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu gibi hallerde 11.10.1982 tarihli ve 3/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekir. Davaya muvafakat, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla veya imzası noterce onaylı muvafakat belgesi ibraz edilmesi suretiyle yahut davacı adına davayı takip eden avukata vekalet verilmesi ile sağlanabilir. Bu yolda ortakların tümünün muvafakati sağlanamazsa Türk Medeni Kanununun 640. maddesi hükmü uyarınca murisin terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilir. Temsilci davacı dışında biri olursa davacının sıfatı sona ereceğinden davayı temsilci takip eder. Dava hakkına ilişkin olan bu hususun hakim tarafından kendiliğinden öncelikle nazara alınması gerekir. Somut olaya gelince; davacının 296 ada 186 parsel sayılı taşınmazda dayandığı pay kendi adına değil murisi İ... K.. G. adına kayıtlı olup elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabidir. Dosyada mevcut mirasçılık belgesine göre davacı dışındaki mirasçıların da Kadıköy ... Noterliği'nin 25.02.2014 tarihli 61.. yevmiye nolu muvafakatnamesi ile davaya muvafakat ettikleri anlaşılmaktadır. Davacı tarafından açılan davanın tereke adına açıldığı kabul edildiğinden ve diğer mirasçıların Kadıköy .. Noterliği'nin 25.02.2014 tarihli 61.. yevmiye nolu muvafakatnamesi ile muvafakatları bulunduğundan davaya devam edilmesi için gerekli usuli eksiklik tamamlanmıştır. Yargılama esnasında harcın ikmal edildiği de anlaşılmakla davanın esasının incelenmesi gerekirken, mahkemece davacı dışındaki diğer mirasçıların üç aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra davaya muvafakat vermelerinin veya katılmalarının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüye hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.