MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ıslahen yüklenici hissesine düşen toplam 5 adet daireler yönünden taşınmazın İİK'nın 283/1 maddesi uyarınca tapu iptali ve tescil olmaksızın haciz ve satışına karar verilmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 03.11.2015 gün ve 2015/10772 Esas, 9633 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı arsa sahipleri ..., ... ve ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Davacı, davalı arsa malikleri ile davalı yüklenici ve davalı kefili arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği yükleniciye bırakılan 7 parsel sayılı taşınmazdaki beş adet bağımsız bölümü yükleniciden satış vaadi sözleşmesiyle temlik aldığını, bedelini ödediği taşınmazların tapu kayıtlarının devredilmediğini ileri sürerek taşınmazların adına tescilini; 20.09.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle de husumeti ayrıca ...’e de yönelterek davalı yüklenici ve kefillerine sözleşmeye konu binanın yapılabilmesi için ödediği 2.500.000,00 TL bedeli tahsil edebilmek için İİK’nın 283/1 maddesi uyarınca iptal ve tescil olmaksızın taşınmazların haczi ile satışına karar verilmesini istemiştir.Davalı arsa malikleri, yüklenicinin edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshedildiğini, davacının bu sözleşmenin tarafı olmadığını, davalı yüklenici ve kefili ise kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, sözleşmenin ifasında kusurlarının bulunmadığını, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davacının borç ödemeden aciz belgesi sunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin temyizi üzerine karar Dairemizce "...Davacı, ıslah dilekçesi ile İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali isteminde bulunmuştur.Borçluların edimlerini ifa etmemesi halinde alacaklı borçlunun mal varlığından faydalanabilecektir. Borçlunun alacaklarını zarara uğratmak için malvarlığı üzerinde tasarrufta bulunması halinde alacklı İİK’nın 277. maddesine dayanarak tasarrufların iptalini isteyerek alacağına kavuşabilir. İİK’nın 277. maddesine dayanarak davanın açılabilmesi için alacaklının elinde İİK’nın 105. maddesi uyarınca geçici veya İİK'nın 143. maddesi uyarınca kesin aciz vesikasının bulunması gerekir. Yargılama aşamasında aciz vesikası ibraz edilmemiş ise de; temyiz aşamasında .... İcra Müdürlüğü'nün 2011/20462 sayılı dosyasından alınan 01.07.2015 tarihli geçici aciz vesikası (İİK m. 105) sunulmuştur. İİK'nın 277 ve ardından gelen madde hükümlerine göre açılan iptal davalarında davaya konu alacakla ilgili olarak dava açıldıktan sonra da hatta başka bir anlatımla karar kesinleşinceye kadar yargılama aşamasında aciz belgesi verilmesi halinde dava şartı yerine getirilmiş olacağından davaya bakılması ve sonuçlandırılması gerekmektedir" gerekçesiyle bozulmuştur.Davalı arsa sahipleri ..., ... ve ... vekili, karar düzeltme istemiştir.Davacı vekili, davalı arsa sahipleri ile yüklenici arasında düzenlenen 26.04.2010 tarihli ve ... yevmiye no'lu kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre davalı yükleniciye bırakılan ve yüklenici şirket tarafından 11.11.2010 tarihli ... yevmiye no'lu taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile üç adet yine 20.12.2012 tarihli ... yevmiye no'lu taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile iki adet toplamda beş adet bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.Mahkemece, davanın görev yönünden reddi ile dosyanın ... Tüketici Mahkemesine gönderilmesine dair 31.10.2011 verilen karar davalı yüklenici şirket vekili ve davalı arsa sahipleri vekilinin temyizi üzerine Dairemizce "davacı, birden fazla bağımsız bölüm satışını vaat alan bir kişidir. Satışını vaat aldığı bağımsız bölümler birden çok olduğundan, bu kişiyi Tüketici Kanunu kapsamında kalan bir kişi olarak kabul etmek mümkün değildir. Satış vaadi ticari amaçla yapılmış sayılacağından, davayı görmeye tüketici mahkemesi değil, davanın değerine göre asliye hukuk mahkemesi olduğundan, mahkemece çekişmenin esası incelenmeli ve bir hükme bağlanması gerektiği" gerekçesiyle bozulmuştur.Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada davalı yüklenici şirket 14.06.2012 tarihli dilekçesi ile davayı kabul etmiştir. Ayrıca ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/1062 Esas sayılı dosyasında davalı şirket aciz içerisinde bulunduğu nedeniyle iflas talebinde bulunmuştur.Davacı vekili, 20.09.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle davalılar arasındaki 2012/160 Esas, 2014/252 Karar sayılı davada tarafların muvazaalı olarak ve davacının haklarını bertaraf etmek için sözleşme süresinin dolmasından on ay önce inşaat sözleşmesini geriye etkili fehettiklerini ancak, 2012/160 Esas sayılı dosyada düzenlenen 03.05.2012 tarihli bilirkişi raporunda inşaatın % 56 seviyesinde bitirildiği, inşaatın tamamlanması için ek altı aylık süre isteme hakkı olduğu gözönünde bulundurularak sözleşmenin feshi şartlarının oluşmadığı şeklinde rapora rağmen tarafların muvazaalı şekilde hareket ettiklerini ayrıca davacı olarak kendisinin yarım kalan inşaatın tamamlanması için ... Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/160 Esas sayılı ayrıca, ... Anadolu 1. Tüketici Mahkemesinin 2012/1401 Esas sayılı dosyasında açmış olduğu nama ifaya izin davasının ve ... Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/515 Esas sayılı dolandırıcılık suçundan derdest dava sonucunun beklenerek, ayrıca Maltepe Belediyesinin 06.12.2012 tarihli 49158 sayılı yazısına göre inşaatın % 80 seviyesine kadar tamamlandığı nedenleriyle taraflar arasındaki muvazaalı fesih kararının iptalini ayrıca, davalı yüklenici şirketin 14.06.2012 tarihli ve 14631 no'lu temlikname ile 26.04.2010 tarihli ve 15710 yevmiye no'lu inşaat sözleşmesi nedeniyle yapmış olduğu imalat karşılığı olarak arsa sahiplerinden alacaklı olduğu 2.500.000 TL alacağını BK'nın 162. maddesi gereğince aynı bedelle davacı ... Surhan'a temlik edip temlik bedelini tahsil ettiğini beyan eden temliknamesine göre davanın ıslahı ile İİK'nın 283/1 maddesi uyarınca iptali ve tescil olmaksızın yükleniciye düşen toplam beş adet daire yönünden taşınmazın haciz ve satışına karar verilmesini istemiştir.Davalı arsa sahipleri vekili, öncelikle 1544 ada 7 parsel sayılı taşınmazda tapunun arsa cinsi ile halen davalılar adına kayıtlı olup inşaatın kabası tamalanmış ancak henüz kat irtifakı kurulmadığı gibi yüklenici şirketin edimini yerine getirmediği nedeniyle dava sırasında, 29.02.2012 ve 14.01.2013 tarihli dilekçeleri ile yüklenici şirket aleyhine ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/160 Esas, 2014/252 Karar sayılı dosyasında açtıkları dava sonucunda 26.04.2010 tarihli 15710 yevmiye no'lu düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin, davalı yüklenici şirketin davayı kabul etmesi nedeniyle geriye etkili olarak feshine ve birleştirilen davada ise gecikme tazminatı olarak 267.000 TL, emlak vergisi beyanı olarak 22.300 TL'nin yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verildiği ve kararın temyiz edilmeden 09.09.2014 tarihinde kesinleştiği ayrıca, bu davaya fer'i müdahil olarak katılan davacı ... yönünden herhangi bir hüküm kurulmadığından davacının ıslah talebinin ayrı bir dava sebebi olabileceği, somut davaya ilave edilemeyeceği, davanın ıslahen dönüştürülemeyceği gibi ıslah harcı yatırılmaması nedeniyle davanın ve ıslah talebinin reddini savunmuştur.Mahkemece, yüklenicinin eser bedeline ancak inşaatı tamamlayıp teslim etmekle hak kazanacağı, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/160 Esas, 2014/252 sayılı Kararı ile taraflar arasındaki sözleşmenin geriye etkili olarak feshedildiği ve yüklenicinin sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmediğinin belirlendiği, eser bedeline hak kazanılmadığından yükleniciden pay satın alan davacının arsa sahiplerine karşı ayni bir hak ileri sürmesinin mümkün olmadığı, davacı vekilinin ıslah talebinin İİK'nın 277 ve devamındaki hükümlere dayalı tasarrufun iptali isteğinden ibaret olduğu, İİK'nın 277/1 maddesine göre tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz vesikası bulunan alacaklının açabileceği, davacı vekilinin aciz vesikası ibraz etmediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.Arsa sahipleri ile yüklenici arasında düzenlenen 26.04.2010 tarihli inşaat sözleşmesinin geriye etkili şekilde feshedilmiş olması nedeniyle davacının, 11.11.2010 ve 20.12.2010 tarihli satış vaadi sözleşmeleri ile davalı yüklenici şirketten temlik aldığı beş adet bağımsız bölüme ilişkin tapu iptali ve tescil talebinin dayanağı kalmadığından mahkemece tescil talebinin reddinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır.Diğer taraftan, HMK'nın 177/1 maddesi gereğince ıslah tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir. 04.02.1948 günlü ve 10/3 sayılı ve 13.05.2016 tarihli ve 2015/1 Esas, 2016/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararlarında da açıklandığı gibi bozma ilamından sonra ıslah talebinde bulunulamaz. Bu nedenle, davacının bozma ilamından sonra ıslah ile arsa maliki ve yüklenici arasındaki sözleşmenin davalı yüklenicinin kabul beyanına dayalı olarak geriye etkili olarak feshine karar verilmesinin alacaklıları zarara uğratmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek İİK'nın 277 ve 283/1 maddeleri uyarınca tapu iptali ve tescil olmaksızın muvazaa nedeniyle yüklenicinin hissesine düşen B blok 1, 2, 3, 4 ve 5 no'lu toplam beş adet daire yönünden taşınmazın haciz ve satışına karar verimesi şeklindeki ıslah talebinin reddi gerekirken mahkemece davacının aciz vesikası ibraz etmediği gerekçesiyle reddine karar verilmesi doğru değildir. Ancak hüküm sonucu esas bakımından usul ve yasaya uygun olduğundan HUMK’nın 438/son maddesi gereğince hükmün gerekçesinin değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekirken Dairemizce aciz vesikasının temyiz aşamasında verilmiş olduğu, dava şartı yerine getirilmediği nedeniyle sehven ıslah isteminin incelenmesi yönünden bozulmasına karar verildiği bu defa yapılan inceleme sonucunda anlaşıldığından Dairemizin 2015/10772 Esas, 9633 Karar sayılı ilamının kaldırılarak, karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı arsa sahipleri ..., ... ve ... vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 2015/10772 Esas, 9633 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA, açıklanan nedenlerle ıslah talebinin ret gerekçesi değiştirilerek DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar ..., ... ve ...'a verilmesine, peşin yatırılan karar düzeltme harcının istek halinde yatırana iadesine, 27.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.