Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.9.2003 gününde verilen dilekçe ile irtifak hakkı tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul ve kısmen reddine dair verilen 17.2.2004 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Ş. Belediye Başkanlığı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:Davacı vekili, davalı idarelere ait 47, 48 ve 109 parsel sayılı taşınmazlar üzerine müvekkili müessese tarafından enerji dağıtım için trafo binası inşa edildiğini, ancak davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından davalı Büyükşehir Belediyesi aleyhine açılan dava sonucunda trafo binasının yıkımına karar verildiğini, binanın kali halinde civarda bulunan işyeri ve konutların elektriklerinin kesileceği ve bu nedenle müvekkilinin ve hizmetten yararlananların zarara uğrayacağını ileri sürerek trafonun bulunduğu taşınmazlar üzerinde müvekkili idare yararına irtifak hakkı kurulmasını istemiştir.Davalılar vekilleri davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacı yararına davalı Büyükşehir Belediyesine ait 48 ve davalı Ş. Belediyesine ait 109 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde irtifak hakkı kurulmasına karar verilmiştir.Hükmü davalı Ş. Belediye Başkanlığı vekili temyiz etmiştir.Türk Medeni Kanununun 779. maddesine göre, taşınmaz lehine irtifak hakkı, bir taşınmaz üzerinde diğer bir taşınmaz lehine konulmuş bir yük olup, yüklü taşınmazın malikini mülkiyet hakkının sağladığı bazı yetkileri kullanmaktan kaçınmaya veya yararlanan taşınmaz malikinin yüklü taşınmazı belirli şekilde kullanmasına katlanmaya mecbur kılar.İrtifakın mutlaka yükümlü taşınmazın doğal vasıflarından yararlanmaya yönelik olması gerekmez, taşınmaz üzerindeki tesisler de irtifakın konusunu oluşturabilir.İrtifak, yararına kurulacak taşınmazın niteliğinden kaynaklanabileceği gibi kullanım şeklinden de kaynaklanabilir. Yükümlü taşınmazın kullanım tarzı ile bağdaşabilen her yararlanma irtifakın konusunu teşkil edebilir. Aranan tek şart korunmaya değer bir menfaatin bulunmasıdır.Somut olayda; davacı idare taşınmazın bulunduğu bölgede enerji dağıtımını sürdürebilmek amacıyla kurduğu trafo binası için davalıların taşınmazlarında irtifak hakkı kurulması istemektedir. Davacının elektrik dağıtım ihtiyacı korunmaya değer menfaat olarak kabul edilebilir. Ancak davacı Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi kamulaştırma yetkisi bulunan bir kuruluş olup bu ihtiyaç kamulaştırma yetkisi kullanılarak giderilebilir. Ne var ki; davacı gibi aleyhine irtifak hakkı tesis edilen taşınmazların malikleri davalılar da kamu kurumu olup, Kamulaştırma Kanununun 30. maddesi kamu tüzel kişilerinin ve kurumlarının sahip oldukları taşınmaz malların başka bir kamu tüzel kişiliği tarafından kamulaştırmasını yasaklamıştır. Bir kamu kurumuna ait taşınmaz ve başka bir kamu kurumu, bir kamu hizmeti için gereksinim duyduğu takdirde, ne suretle işlem yapılacağı sözü edilen 30. maddede ayrıntıları ile açıklanmıştır.Buna göre davacı kurum ile davalı taraf arasındaki uyuşmazlığın Kamulaştırma Kanununun 30. maddesinde öngörüldüğü şekilde halledilmesi gerekirken, yazılı şekilde davacı yararı ve irtifak hakkı tesisi suretiyle kabul kararı verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Ş. Belediye Başkanlığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 27.9.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.