MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.04.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.07.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... vekili tarafından istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Dava, İİK'nın 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.Hükmü, davalılar ... ve ... vekili temyiz etmiştir.1-Mahkeme kararı hükmü temyiz eden davalı ...'a usulüne uygun olarak 10.12.2015 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı vekili 21.12.2015 tarihli temyiz dilekçesi ile hükmü temyiz etmiştir. Dolayısıyla, 8 günlük yasal süre geçirildikten sonra temyiz isteminde bulunulmuştur.HUMK'nın 432/4 maddesi ile 1.6.1990 tarihli ve 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince süresi geçirilen temyiz isteminin ... yönünden reddi gerekmiştir.2-Davalı ... vekilinin temyiz istemine gelince;Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İcra İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alınması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan icra müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip davacı tarafa icra hakiminden yetki belgesi almak üzere süre verilmelidir.İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir.Paylı mülkiyete konu taşınmazlarda borçlunun payı alacaklı tarafından doğrudan haczedilebileceğinden davacı tarafın bu davanın açılmasında hukuki yararı yoktur.Somut olaya gelince, dosyada mevcut tapu kayıtlarına göre, dava konusu 206, 241, 277 ve 290 parsel sayılı taşınmazlarda borçlu muris ...'ın müşterek payının bulunduğu anlaşılmıştır. Borçlu paydaş ...'a ait payın müstakilen haczi ve satışı mümkün olduğundan taşınmaz ile ilgili alacaklı tarafından ortaklığın giderilmesi davası açılamaz. Dava konusu taşınmaz paylı mülkiyete tabi olduğundan mahkemece, davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle süresinde olmayan davalı ... vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 25.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.