Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6277 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 5183 - Esas Yıl 2006





Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.11.2005 gününde verilen dilekçe vakıf şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.3.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Dava, çekişmeli parsellerdeki vakıf şerhinin silinmesi istemine ilişkindir. Davacı A…… Faik, dava konusu parsellerin mülkiyet sahibi Rıfat'ın mirasçılarından olup, elbirliği halindeki maliklerdendir. Davacı tek başına bu davayı açarak tapu kaydındaki vakıf şerhinin kaldırılmasını istemiştir. Elbirliği halinde mülkiyette (somut olayda olduğu gibi) mirasçılar arasında ortaklık bağı vardır. Bu kişiler mirasçı sıfatı ile bir mala veya hakka birlikte malik olmak durumundadır. Medeni Kanunun 701-703 maddeleri uyarınca bu tür mülkiyetin "ortaklığın" tüzel kişiliği bulunmadığından ortaklardan her birinin eşya üzerinde doğrudan bir hakkı da yoktur. Bu anlatımın doğal sonucu olarak da mülkiyet bütünüyle ortakların tümüne aittir. Elbirliği mülkiyetinde malikler mülkiyet payını ayırmadığından eşya üzerinde paydaş değil, ortaktır. Yine bu tür mülkiyette işin özelliği gereği ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Şayet davalı olacaklarsa davanın ortakların tümü aleyhine açılması gerekir. Medeni Kanunumuzda bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki; açtığı bu davanın devam edebilmesi için öteki ortakların açılan davaya olur vermeleri ya da davanın miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile sürdürülebileceği kural olarak benimsendiğinden ve dava ehliyetinin varlığı mahkemece re'sen araştırılması gereken hususlar arasında bulunduğundan, davaya katılmayan ortakların olurları alınmaksızın veya Medeni Kanunun 640. maddesi uyarınca miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülebileceği gözardı edilerek çekişmenin esasının incelenip dava kabul edildiğinden karar bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 2.6.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.