Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6197 - Karar Yıl 2003 / Esas No : 5991 - Esas Yıl 2003





Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 5.11^^001 ve 14.5.2002 gününde verilen dilekçeler ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine davalar birleştirilerek yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 5.2.2003 gönlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalı Mustafa vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü. Dava, açıldığı tarihte yürürlükte bulunan Türk Medeni Kanunu'nun 671. maddesi uyarınca geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Geçit hakkı davalarım, genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunmasına rağmen mevcut bu yolu gereksinimin karşılamayan taşınmaz maliki açabilir. Bunlardan ilkine mutlak geçit ihtiyacı veya geçit yoksunluğu, ikincisine nisbi geçit ihtiyacı veya geçit yetersizliği denilebilir. Geçit ihtiyacı olan kişi, davasını öncelikle taşınmazların önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun taşınmaz malikine karşı ve daha sonra bundan en az zarar görecek olana yöneltilmesi gerekir. Geçit hakkı verilmesi isteğine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından, leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmazın müşterek mülkiyete konu olması halinde, paydaşlardan bir ya da bir kaçı dava açabilir. Ülkemizde arazi düzenlemesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın doğrudan yol ihtiyacının karşılanmamış bulunması, geçit davalarının kaynağını oluşturmaktadır. Mahkemece uygun geçit yeri saptanırken öncelikle taraf yararlarının gözetilmesi İlkesi gözönünde tutulmalıdır. Geçit hakkı, taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, bir anlamda özünü komşuluk hukukundan atmaktadır denilebilir.Bunun doğal sonucu olarak da yol saplanırken komşuluk hukuku ilkeleri de esas alınmalıdır. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmaz niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı, davacının sübjektif arzulama göre değil objektif esaslara göre belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda gene! bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi de gözetilmelidir. Bu nedenlerle de bir taşınmaz için 2,5-3 metre genişliğindeki bir yolun yeterli olacağı kabul edilmelidir. Davacı yasma tesis "filen geçidin, genel yolda kesintisiz ulaşması sağlanmalıdır. Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel de yine objektif kriterlere, taşınmazın niteliğine göre atanacak bilirkişiler aracılığı ile saptanmalıdır. Saptanan bu bedel, hükümden önce depo ettirilmeli, böylece geçit bedelinin geç ödenrnesinden doğabilecek sakıncalara meydan verilmemelidir Aksinin kabulü, maddenin amacı ile de çelişir. Kurulan geçit hakkının Medeni Kanunin 672. maddesi uyarınca Tapu Siciline kaydı da gereklidir. Davanın niteliği gereği, yargılama giderleri de davacı üzerinde bırakılmalıdır. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında: Davacı 54 parsel sayılı taşınmazın genel yola bağlantısının bulunmadığını ileri sürerek davalılara ait 6, 7 ve 55 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine geçit hakkı kurulmasını istemiştir. Davalılar Abdullah ve Mustafa davanın reddini savunmuş, davalı İsmail taşınmazından geçit istemine muvafakat ettiğini bildirmiştir. Mahkemece, davacı taşınmazı lehine 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir. Hükmü; 7 parsel sayılı taşınmaz, maliki Mustafa vekili temyiz etmiştir. Lehine geçit kurulması istenen 54 parsel sayılı taşınmaz ile aleyhine geçit istenen taşınmazlardan 55 parsel numaralı olanının bir bütünden bölünme olduktan 27 numaralı parsel iken davalı Abdullah tarafından 1984 yılında ifraz edilerek ikiye bölündükleri ve 54 parsel sayılı taşınmazın davacıya satıldığı dosya içerisinde bulunan tapu kayıtlarından anlaşılmaktadır. Bir taşınmazın paydaşları onu bölerken oluşacak parsellerin yollarını da sağlamak zorunluluğundadırlar. Bu hususu taksim arasında yerine getirmezlerse üçüncü kişilerin taşınmazlarından geçit hakkı tesisi isteyemezler. Bu bakımdan davacı taşınmazı lehine, bir bütünden bölünen 55 parsel sayılı taşınmazdan geçit kurulması gerekirken, yazılı nedenlerle 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazlardan kurulması doğru değildir. Diğer yandan; davacı taşınmazı için davalılara art 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı verilmiş, ne var ki davacının bu yola çıkarken kuzeyindeki yeşil alandan da geçmesi gerekmektedir. Her ne kadar yeşil alandan geçit verilmemiş ise de, davacının yeşil alanı kullanmak zorunda bırakılması da doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 22.9.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.