MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacı tarafından davalılar aleyhine 19.06.2012 gününde verilen dilekçe ile elbirliği mülkiyetinin müşterek mülkiyete çevrilmesinin istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 17.05.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDava, elbirliği mülkiyetinin müşterek mülkiyete çevrilmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, davacılar vekilinin davada taraf gösterilmeyen tapu kayıt maliklerini kendisine tanınan kesin süre içinde davaya dahil etiği ancak davalıların adreslerini bildirmediği gerekçesi ile 6100 sayılı HMK’nın 119/1-b, 2. maddesi hükmü gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.Karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyanın incelenmesi neticesinde mahkemece 22.04.2013 günlü ara kararı ile davacıya tapu kayıtlarında malik olarak görünen tüm hissedarları davaya dahil etmesi ve adreslerini dosyaya ibraz etmesi için bir haftalık kesin süre verildiği anlaşılmıştır.Davacılar vekili söz konusu ihtar üzerine 06.05.2013 tarihli dilekçesi ile 8 kişiyi davaya dahil etmek üzere dilekçe vermiş, bu kişilerin adreslerini bilemediğini, adreslerinin Tapu Müdürlüğünden ve Nüfus Müdürlüğünden sorulması ya da bu kurumlardan araştırılması için kendisine yetki verilmesini istemiştir. Davacılar vekili kendisine yapılan ihtarın gereğini kesin süre dolmadan yerine getirmek amacıyla, 06.05.2013 tarihinde yerine getirerek tapu kayıtlarında malik görünen tüm hissedarların davaya dahil edilmeleri için başvurmuştur. HMK’nın 119/2. maddesi dava dilekçesinde eksiklik bulunması durumunda uygulanacak usul kurallarını düzenlemektedir. Dava konusu 27 adet taşınmaz olup bir kısım parsellerde tapu malikinin kimlik bilgilerinin düzeltilmesinin gerekli olduğu, bir kısım ortakların adreslerinin ise verilen sürede tespitinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Davacı vekili tarafından kimlik bilgileri ve adresleri tespit edilebilen paydaşlar davaya dahil edilmiştir. Kimlik bilgileri tespit edilmeyen veya düzeltilmesi gereken kişiler yönünden, davaya konu taşınmazların 3194 Sayılı İmar Kanununun 18. maddesi gereğince yapılan imar uygulaması ile oluşan imar parselleri olmasına göre kök tapu kaydındaki edinme sebebini gösteren resmi senet, mirasçılık belgesi, mahkeme kararı ve sair kayıtlardan kimlik ve adres bilgilerine ulaşılabileceğinden İmar Müdürlüğünden sorularak kimlik ve adreslerinin tespiti, kök tapu kaydının edinme sebebine ilişkin kayıtlar ve tapulama tespit tutanağı getirtilerek ve yine kimlik bilgilerinin bulunabileceği resmi ve özel kurumlardan kimlik ve adres bilgilerinin tespitine ilişkin araştırma yapılarak, buradan da netice alınmaması halinde kolluk vasıtasıyla araştırma yapılarak sonucu gidilmelidir. Tüm araştırmalara rağmen, kimliği tespit edilemeyen davalılar yönünden ise 3561 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca kayyım tayini gerekip gerekmediği değerlendirilmelidir. Kimlik bilgilerine ulaşılan davalıların ise adres ve kimlik bilgileri nüfus ve tapu müdürlüğünden istenerek 7201 sayılı Tebligat Kanunundaki düzenlemeler gözetilerek öncelikle davalıların MERNİS'e kayıtlı adresleri araştırılarak buradaki adreslerine tebligat yapılması sağlanmalıdır. MERNİS adresleri bulunamadığı takdirde zabıta marifetiyle adres araştırması yapılarak tespit edilecek adreslerine tebligat yapılmalıdır. Tüm bu araştırmalar ile de bir sonuca varılamadığı takdirde davalılara ilanen tebligat yapılmak suretiyle taraf teşkili sağlanmalıdır.Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 26.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.