Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5810 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13081 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.01.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 08.10.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve davalı ... tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDavacı vekili, dava konusu ... ve ... parsel sayılı taşınmazların maliki Zekai Sezer'in mirasçısı olan davalı ...'den alacaklı olması nedeniyle ... İcra Müdürlüğünün 2009/557 Esas sayılı icra takip dosyasında aleyhine yapılan icra takibinin kesinleştiğini, bu nedenle taşınmazlar üzerindeki davalı ...'in payına haciz işlemi uygulandığını, taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilerek borçlu ...'in payına düşen paranın 2009/557 Esas sayılı icra takip dosyasına yatırılmasını talep etmiştir.Davalılar davaya cevap vermemişlerdir.Mahkemece, ortaklığın giderilmesi davası açabilmesi için yetki almak üzere davacı vekiline 03.04.2013 tarihli ön inceleme tensip tutanağında 2 hafta kesin süre verildiği, ara kararın tebliğ edildiği 02.05.2013 tarihinden itibaren verilen süre içerisinde yetki belgesinin dosyaya sunulmadığı gerekçesi ile dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.Dava, İcra ve İflas Kanunu'nun 121. maddesi gereğince alınan yetkiye dayalı olarak ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.1- Davacı vekiline gerekçeli kararın 04.12.2013 tarihinde tebliğ edildiği, kararın 13.05.2014 tarihinde davacı vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır. Mahkeme kararı hükmü temyiz eden davacı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, 8 günlük yasal süre geçirildikten sonra temyiz isteminde bulunulmuştur. HUMK’nun 432/4. maddesi ve 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince süresi geçirilen davacı vekilinin temyiz isteminin reddi gerekmiştir.2- Mahkemece davanın reddine karar verildiği halde kendini vekille temsil ettiren davalılardan ... yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nın 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin süresinde olmayan temyiz isteminin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm sonucuna "davalı ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 990,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...'e verilmesine" bendinin eklenmesine, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 25.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.