Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 576 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16756 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı tarafından, davalı aleyhine 17.05.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptal ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece dava konusu... tapuya kayıtlı 79 parsel sayılı, 372 m2'lik taşınmazın arsa değeri olan 5.580,00 TL davalı Hazine hesabına yatırıldığında davaya konu taşınmazın Hazine adına olan kaydının iptaline ve davacı ... ... adına tesciline karar verilmiştir.Hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.Türk Medeni Kanununun 684 ve 718. maddeleri hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, yasa koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi Türk Medeni Kanununun 722, 723. ve 724. maddelerinde özel olarak d??zenlemiştir. Uyuşmazlığın bu kapsamda değerlendirilmesi gerekecektir.Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiası ileri sürülebilir. Malzeme sahibinin Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır; a) Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır.b)İkinci koşul, yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olmasıdır.c) Üçüncü koşul ise yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir.Uygun bedel genellikle yapı için gerekli olan arsa miktarının dava tarihindeki gerçek değeri olarak kabul edilmekte ise de, büyük bir taşınmazın bir kısmının devri gerektiğinde geri kalan kısmın bedelinde noksanlıklar meydana gelecekse, bunlar taşınmaza bağlı öteki zararlar da göz önünde bulundurularak hak ve yarar dengesi kurulması suretiyle hesaplattırılmalı, iptale konu zemin bedeli arsa sahibine ödenmek üzere depo ettirilmeli, önceden ödenmiş bedel var ise bu miktar ödenecek bedelden mahsup edilmelidir. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; mahkemece temliken tescil koşullarının oluştuğu kanısına varılmış, dava konusu ... 79 parsel sayılı taşınmazın arsa değeri 5.580,00 TL davalı Hazine hesabına yatırıldığında taşınmazın Hazine adına olan kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş ise de iptale konu taşınmazın zemin bedelinin arsa sahibine ödenmek üzere depo ettirilmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece taşınmazın zemin bedeli davacıya depo ettirilmeksizin davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.