Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5694 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 142 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.12.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Davalı vekili, dava konusu taşınmazın satış bedelini kabul etmediklerini, 18.12.2013 tarihli akitte satış bedelinin muvazaalı olarak 13.000.00 TL gösterildiğini, gerçekte 328.000.00 TL karşılığında satın alındığını, davacı tarafın söz konusu önalım hakkı ve davasından feragat ettiğini, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.Davalı vekili tarafından ibraz edilen dosya içerisindeki 31.01.2014 tarihli davacı ... tarafından imzalandığı ileri sürülen belgenin davacı tarafından kabul edilmediği, imzanın inkar edildiği 10.06.2014 tarihli duruşma tutanağından anlaşılmaktadır.6100 sayılı HMK’nun 307. maddesinde feragatin, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtilmiştir.6100 sayılı HMK’nun “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları da bu yoldadır. (11.04.1940 tarihli ve 70 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.05.1992 tarihli ve 1992/2-250/364 sayılı kararları) Bu durumda Mahkemece 31.10.2014 tarihli belgenin davacının eli ürünü olup olmadığının gerekirse ... ... rapor alınmak suretiyle araştırılması, davacıya ait olduğunun anlaşılması halinde 6100 sayılı HMK'nun 307. ve 309. maddeleri dikkate alınmak suretiyle değerlendirilmesi ve davacının davadan feragati hakkında bir karar verilmesi gerekirken, 31.10.2014 tarihli belgenin Mahkeme dışı olması nedeniyle değerlendirmeye alınmadan, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.