Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.03.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptal, tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 18.12.2007 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:Dava, 2510 sayılı İskan Kanunu uyarınca yapılan temlik işlemi koşullarına uyulmaması nedeniyle tapu iptali ve mülkiyetin iadesi istemine ilişkindir.Davalı, davacı idarenin vaad ettiği yardımları yerine getirmediğini, maddi olanakları elvermediğinden de inşaat yapamadığını, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, 2510 sayılı İskan Kanunu'na göre, iskan yoluyla verilen taşınmazlar 10 yıl süre ile takyitli olduğu gibi, İskan Kanunu'nda dayanağı bulunmayan taahhütname davalıyı bağlamayacağından söz edilerek dava reddedilmiştir.Hükmü, davacı Hazine temyiz etmiştir.Uyuşmazlık, 307 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkindir. Bu taşınmaza 04.03.2003 tarihli Valilik onayı ile davacının malik olduğu, mülkiyetin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 45. maddesine göre açık teklif usulü ile yapılan ihalede kazanıldığı anlaşılmaktadır.İhale evrakının incelenmesinden ise; dağıtımın taşınmazın bulunduğu İzmir-Menderes-B... Köyü ticari alanında, köyün ticari faaliyetlerini canlandırmak maksadıyla yapıldığı, ihale makamının arsa satışına ilişkin düzenlediği şartnamenin "satışa girebilmek şartlan" başlıklı 4. maddesinin B/b bendinde "ticaret alanından tahsis edilen arsayı bu işte kullanacağına ve işyeri inşaatını temliki müteakip iki yıl içinde bitireceğine, aksi halde bu arsa üzerinde hiçbir hak iddia etmeyeceğine ve tapunun iptalini kabul ettiğini, açılacak mahkeme masraflarını üstlendiğine dair noter tasdikli taahhütname vermeleri" hükmüne yer verildiği, davalının şartnamenin anılan hükmüne uygun olarak 31.07.2002 günlü taahhütnameyi davacı idareye verdiği, bu taahhütnamede de arsanın temlikini müteakip iki yıl içinde inşaatı bitirmeyi taahhüt ettiği anlaşılmaktadır.Görülüyor ki; davalıya temlik bazı koşulların gerçekleşmesine bağlı olarak yapılmıştır. Davalı da temlikin dayanağı olan şartname hükümlerini bilerek işleme talip olmuştur. Ahde vefa = (söze sadakat) kuralı gereği davalı, hem şartname ve hem de şartname hükmü doğrultusunda verdiği taahhütname hükümleriyle bağlıdır.Eldeki davada, temlikin yapıldığı 04.03.2003 tarihinden itibaren yapılması gereken inşaatın davalı yanca yapılmadığında uyuşmazlık olmadığına göre, taahhütname hükmü uyarınca davacıya arsa bedeli olarak davalı tarafın yaptığı ödeme depo ettirilerek istemin birlikte ifa kuralı gereğince hüküm altına alınması yerine, somut olaya uygun düşmeyen bazı gerekçelerle davanın reddedilmesi doğru değildir.Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır.Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan hükmün (BOZULMASINA), 29.04.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.