Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.11.2003 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 2.5.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Mehmet ve davalı Ünzüle vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanunun 747.maddesine dayanılarak açılmış, geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Mahkemece davacıya ait 985 parsel yerine davalıların 762 ve 763 parselleri üzerinden geçit kurulmuş, hükmü davalılar temyiz etmiştir. Lehine geçit tesis edilen 985 parsel ile aleyhine geçit kurulan 762 ve 763 parseller arasında "dere" bulunmaktadır. Paftasında dere olarak işaretlenen bu yer aktif dere yatağı ise buranın davacıya tahsisi sonucunu doğuracak şekilde geçit hakkı kurulması düşünülemez. Ancak, davacı parseli ile davalılar parselleri arasındaki dere kuru niteliğinde ise genel yolla bağlantısı bulunmayan davacı buradan yararlanılarak genel yola çıkmak için kuru dere yatağını kullanabilir. Ne var ki, dosyada dere yatağının niteliği konusunda yapılmış bir inceleme ve araştırma yoktur. O halde yerinde yeniden keşif yapılarak paftasında dere olarak işaretlenen yerin niteliği saptanmalı, buranın yol olarak kullanma olanağı olup olmadığı üzerinde durulmalı, mahkemece de yapılacak keşifteki gözlem keşif tutanağına yazılmalı, derenin aktif dere yatağı olup geçişe elverişli olmadığı saptanırsa başkaca alternatifler aranmalı aksi halde dava şimdiki gibi kabul edilmelidir. Eksik inceleme ve araştırmaya dayalı kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 25.1.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.