Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 512 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10278 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.06.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 17.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 19.01.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı vekili Av. ....... geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Davacı, 27.09.2011 günü ............ Noterliğinde dava dışı önceki malik ............... ile düzenledikleri arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği 1 sayılı parselde otel yapılacağını, otel inşaatının tuğla örülme aşamasında % 30, tesisin açılma aşamasında ise % 30'u olmak üzere toplam % 60 taşınmaz payının kendisine devredileceğini, davalının tapuya şerh verilen bu sözleşmeyi bilerek taşınmazı satınalma yoluyla edinmesinden sonra davacının ekonomik sıkıntı içinde bulunmasından faydalanarak yeniden sözleşme yapmaya zorladığını, bu nedenle taraflar arasında 09.09.2013 tarihinde ............ Noterliğinde yeni bir sözleşme düzenlendiğini, bu sözleşme gereği payının % 60 oranından % 50 oranına düşürüldüğünü, davalının davacının ekonomik olarak zor durumda bulunmasından faydalanarak % 10 payını azaltan sözleşme yapmaya zorladığını ileri sürerek, 09.09.2013 günlü sözleşme ile bağlı bulunmadığının tespiti ile % 10 payın adına tescilini istemiştir.Davalı, davacının payını üçüncü kişiye devrettiğinden dava açma hakkı bulunmadığını, gabin ve muzayaka iddiasının gerçek olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Eser sözleşmelerinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, taraflara karşılıklı hak ve borçlar yüklemekte; yüklenici, finansı sağlayan arsa malikinin taşınmazı üzerine bina yapma işini üstlenmekte, arsa maliki ise inşa edilecek binadaki bir kısım bağımsız bölümlerin mülkiyetini yükleniciye devretmeyi vaat etmektedir.Somut uyuşmazlıkta, davacı ............ Noterliğinde düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayanarak anılan sözleşme uyarınca verilmesi gereken payın yeni malikle muzayaka halinde yapılan yeni sözleşme gereği % 10 azaltılması nedeniyle azaltılan bu payın adına tescilini talep etmektedir. Dava konusu taşınmazda davalı dava dışı üçüncü kişilerle birlikte paylı maliktir. Davacının istemi dava konusu taşınmazdaki paydaşlığına dayalı olmayıp, sözleşmeden kaynaklanmaktadır. Başka bir anlatımla istemin kaynağı mülkiyet hakkı değil, sözleşmeden doğan kişisel haktır. Bu nedenle, davacının bu davada sözleşmeye bağlı olarak istemde bulunduğu, dolayısıyla aktif dava ehliyetinin de mevcut olduğu gözetilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 1.350,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 19.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.