Davacı tarafından, davalılar aleyhine 12.04.2005 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.12.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 2497 parsel maliki taşınmaz üzerinde davalıya ait 27 adet zeytin ağacının tutanağın beyanlar hanesinde gösterildiğini, ancak mevcut ağaçların taşınmazını kullanmasına zarar verdiğini, bedelini ödeyerek kaydın beyanlar hanesindeki muhtesat şerhinin terkinini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bilirkişinin ağaç bedeli olarak bulduğu 3.495.00 YTL'nin ödenmesi koşuluya beyanlar hanesindeki şerhin terkinine karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanununun yürürlüğünden önce eski hukukumuzda taşınmaz zeminin bir kimseye üzerindeki yapıların veya dikilen şeylerin de başka bir kimseye ait olması kabul edilmiş, böylelikle ikili bir mülkiyet türü benimsenmiştir. Özellikle zeytin ağaçları için ağaçların sayısını belirtir zeytinlik tapuları oluşturulmuş, böylelikle zemine ayrı üzerindeki muhtesata ayrı tapular verilmiştir. Kısaca ifade etmek gerekirse medeni yasanın yürürlüğünden önceki dönemde ağaçlar bütünleyici parça sayılmamıştır. Bu duruma Yargıtay hukuk Genel Kurulunun 16.05.1951 tarih ve 135-101 sayılı kararında da değinilmiş "evvelki hukukumuzda ağaçlar arzın mütemmim cüzi addedilmiş değildir. O zaman ağaçlar üzerinde teessüs eden mülkiyet bugün de devam eder" sonucuna ulaşılmıştır. Demek oluyor ki, eski yasa zamanında topraktan ayrı olarak ağaçlar üzerinde elde edilen mülkiyet hakları medeni yasanın yürürlüğünden sonra eski hukukun getirdiği haklar saklı tutulmuştur. 864 sayılı Tatbikat Kanununun 21 v.d. maddelerinde de bu konuda hükümler bulunmaktadır. Hal böyle olunca, davacının 2497 parseli üzerindeki eski kanun zamanında dikildiği bilirkişi raporuyla anlaşılan zeytin ağaçlarının muhtesat olarak kabulü mümkün değildir. Mahkemece, zeytin ağaçlarının muhtesat olarak kabul edilmek suretiyle bedeli karşılığı şerhin terkini doğru olmadığından, karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 10.04.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.