Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 486 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15515 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.10.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalılardan Büyükşehir Belediyesi ile ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDava, tapu iptali ve eski hale ihya sureti ile Hazine adına tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, çekişme konusu taşınmaza dayanak imar uygulamalarının idari yargıda iptal edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili, davalı ... ve ... vekili temyiz etmiştir.1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere göre davacı vekilinin tüm, davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir2- Dosya kapsamına ve toplanan delillere göre çekişme konusu taşınmazın bulunduğu alanda ... Belediyesinin 37 nolu imar düzenlemesi yaptığı, daha sonra aynı bölgede ... Belediyesi'nin imar uygulaması gerçekleştirdiği, her iki imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edilerek, idari yargı kararlarının kesinleştiği, dava konusu yerin yargılama sırasında yeni kurulan ... sınırları içerisinde kalması üzerine anılan belediyenin de davalı gösterildiği anlaşılmaktadır.Davacı vekili, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan çekişme konusu 2160,35 m2'lik bölümün Hazine adına sicil kaydı oluşturulmadan 1343 nolu parsel numarası ile ihdasen ... Belediyesi adına tescil edildiğini, sonraki imar uygulaması ile de anılan parselin tamamının kamuda kullanılmak üzere terkin edilerek çekişme konusu yapılan bölümün 4998 ada 2 nolu imar parseli olarak tescil edildiğini, dayanak imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek, 2160,35 m2'lik kısmın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. İmar şuyulandırmasımn dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicil dayanıksız kalacak ve yolsuz tescil durumuna düşecektir. Bu nedenle dayanıksız kalan kaydın iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekir.Ayrıca, çekişmeli taşınmazın belediye sınırları içerisinde ve kadastro sırasında tespit dışı bırakılan yer olduğunun belirlenmesi halinde 1966 tarihinde yürürlüğe giren 775 sayılı Kanunun 3/2. maddesinde öngörülen belediyeye devri gerekli taşınmazlardan olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, şayet yasa gereğince belediyeye devri gereken yerlerden olduğu tespit edilirse Hazine'nin taşınmazda mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı gözetilerek Hazinenin davasının reddi gerekir.Diğer taraftan 775 sayılı Kanunun 3. maddesi her ne kadar 19.07.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4916 sayılı Kanunla iptal edilmiş ise de iptal kararının bu tarihten önce doğmuş olan haklara etkili olmayacağı, başka bir ifadeyle kazanılmış haklan korunması gerekeceği açıktır.Somut olaya gelince; mahallinde yapılan uygulama neticesinde teknik bilirkişilerin, çekişme konusu 1343 (2028) no'lu parselin kadastro paftasına göre devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden ihdas edildiğini bildirdiği halde tescil bildiriminde (beyannamede), 640 no'lu parselin terkininden ihdas edildiğinin belirtildiği, ne var ki bu hususlardaki çelişkinin giderilmediği, özellikle dava konusu yapılan 2160,35 m2'lik bölümün imar uygulamasından önceki vasfı ile Hazine ile ilgisinin bulunup bulunmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanmadığı gibi çekişme konusu yerin belediyeye devri gereken yerlerden olup olmadığı hususu üzerinde de durulmadığı görülmektedir. Bu durumda mahkemece, mahallinde yeniden keşif yapılarak dava konusu yerin kadastro paftasındaki ve her iki imar uygulamasındaki yerinin aynı kroki üzerinde işaretlenerek, çekişmeye konu yere ilişkin bilirkişilerden açıklayıcı, doyurucu ve infaza imkan verecek nitelikte rapor alınması, yukarıda değinilen ilkeler ve yasal düzenlemeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukanda (I) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde davalı tarafa iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.