MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.12.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 05.08.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve bir kısım davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:- K A R A R -Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.Davacı vekili, tarafların ortak murisi .....'den intikal eden ve iştiraken malik oldukları ..... İli, ..... İlçesi, ..... Mahallesi ..... ada 5 parsel, 1488 ada 1 parsel ve 501 parsel sayılı taşınmazların öncelikle aynen taksim, mümkün olmadığı takdirde satılarak ortaklığın giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.Mahkemece, davaya konu taşınmazlar hakkında daha önce ........ Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/544 Esas, 2010/246 sayılı Kararıyla verilen kesin bir hüküm bulunduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili ve bir kısım davalılar temyiz etmişlerdir.Hukuk düzeninde istikrar sağlama amacı taşıyan kesin hüküm, hükme karşı yasa yollarının tükenmesi (şekli anlamda kesin hüküm) ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin bir daha dava konusu yapılmaması (maddi anlamda kesin hüküm) şeklinde hukuk yargılama sistemimizde yer almaktadır.Şekli anlamda kesinleşmeyi zorunlu kılan, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin yeniden dava konusu yapılamaması amacını güden maddi anlamda kesin hüküm 6100 sayılı HMK'nın 303. maddesinde düzenlenmiştir.Anılan maddeye göre bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın, taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.Somut olaya gelince, görülmekte olan dava için kesin hüküm teşkil ettiği belirtilen ........ Sulh Hukuk Mahkemesinin 09.03.2010 tarihli ve 2006/544 Esas, 2010/246 sayılı Kararında, alacaklı ...... tarafından İİK'nın 121. maddesi gereğince yetki alınarak dava konusu taşınmazlardaki ortaklığın giderilmesi talep edilmiş ve davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.Görülmekte olan bu davada ise davacı paydaş ... tarafından diğer paydaşlara karşı dava açılarak ortaklığın giderilmesi istenmiştir. Görüldüğü üzere, bu dava ile önceki davanın konuları aynı ise de tarafları farklıdır.Bu itibarla mahkemece, davanın esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, koşulları gerçekleşmediği halde davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekili ve bir kısım davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 14.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.