Davacı vekili dava konusu 1593 ada 36 sayılı parsel üzerinde bulunan 4 no'lu daireyi dava dışı kooperatiften satın aldığını, davalının hiçbir haklı sebebi bulunmaksızın taşınmazı işgal ettiğini ileri sürerek davalının elatmasının önlenmesini istemiştir.Davalı vekili, taşınmazın malikinin kendisi olduğunu, bu konuda kooperatif genel kurulu kararı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.492 sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesi gereğince; müdahalenin men’i, tescil, tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda, gayrimenkulün değeri nazara alınarak harç alınır. Mahkemelerin görev konusunu düzenleyen HUMK'nın 1. maddesi gereğince de görev dava olunan şeyin değerine göre belirtilmiş ise görevli mahkemenin tespitinde davanın açıldığı gündeki değerin esas tutulması gerekir. Gerek harç gerekse görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu tartışmasızdır. 6100 sayılı HMK’nın 4. maddesinde sulh hukuk mahkemelerinin görevi belirlenmiş, 1086 sayılı HUMK’nın 8. maddesinin 1. fıkrasındaki mamelek hukukundan kaynaklanan değer ve miktara ilişkin hükümler 4. maddede yer almamıştır. Diğer taraftan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 383. maddesi uyarınca, 382. maddede belirtilen çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesidir. Ne var ki, 6100 sayılı HMK’nın geçici 1. maddesi hükmüne göre bu kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümler uygulanmaz. Eldeki dava da 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden önce açıldığından mahkemenin görevli olup olmadığı 1086 sayılı HUMK’ya göre değerlendirilmelidir. Somut olayda; dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'nun 8. maddesi uyarınca dava tarihinde mamelek hukukundan doğan değer ve miktarı 7.780,00 TL'yi geçen davalarda sulh mahkemesi değil, asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Hayatın olağan akışına göre her halde dava konusu yerin değerinin sulh hukuk mahkemesinin görev sınırını aşacağı açıktır. Mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu bir yana bırakılarak çekişmenin esası hakkında hüküm kurulması doğru olmamış, kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 21.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.