Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4238 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 2641 - Esas Yıl 2008





Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.08.2007 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 04.10.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 1294 ve 1296 parsel sayılı taşınmazların maliki RA'dan kiraladığını, davalının 1463 parselde kavak ağacı yetiştirdiğini, ağaçların 1294 ve 1296 parsellerde yetiştirdiği mısır bitkisini gölgelediğini, meydana çıkan zararın ağaçların kesilmesi suretiyle ortadan kaldırılmasını istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde; zarar saptandığından 1463 parseldeki 71 adet kavak ağacının kesilerek kal'i suretiyle istem hüküm altına alınmıştır. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Davada ürün kirası ilişkisine dayanılmıştır. Kira ilişkisi sahibine şahsi hak kazandırır. Bu özelliği nedeniyle de şahsi hak sözleşmenin karşı tarafına ileri sürülebilir. Gerçekten, 1294 ve 1296 parseller tapuda dava dışı kişiler adına paylı mülkiyet rejimine tabi olarak kayıtlıdır. Davacının kiralayan olarak ismini bildirdiği Remzi Ay taşınmazda 3/9 pay sahibidir. Diğer paylar ise, başka kişiler adınadır. Türk Medeni Kanunu'nun 691. maddesi hükmünce taşınmazın işletme usulünün veya tarım türünün değiştirilmesi adi kiraya veya ürün kirasına ilişkin sözleşmelerin yapılması veya feshi, toprağın ıslahı gibi önemli yönetim işleri için pay ve paydaş çoğunluğunun karar vermesi gerekir. Kısaca söylemek gerekirse paydaşlardan RA'la olan kira ilişkisinin varlığı kanıtlansa dahi bu kişi taşınmazı pay ve paydaş çoğunluğu olmaksızın davacıya kiraya veremez. Davacı, geçersiz olan sözleşmeye dayanarak Türk Medeni Kanunu'nun 737. maddesinin korumasından yararlanamayacağından davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi yerine istemin esasının incelenerek yazılı olduğu şekilde hükme bağlanması doğru değildir. Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 28.03.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.