Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4053 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16164 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06.12.2007 gününde verilen dilekçe ile önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı temsilcisi tarafından istenilmekle, tayin olunan 16.09.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... ile karşı taraftan davacı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Dairemizin 16.09.2014 günlü ve 2014/6922-9976 sayılı mahalline iade kararı üzerine mahkemece eksiklik tamamlanıp dosya gönderilmiştir. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:KA R A RDavacı, paydaşı olduğu 5 parsel sayılı taşınmazın dava dışı önceki paydaşlarının paylarını 07.11.2006 günü satış yoluyla davalıya devrettiğini, bildirim yapılmadığını, gerçek satış bedelinin 110.000 TL olmasına rağmen önalıma engel olmak için muvazaalı olarak 170.000 TL gösterildiğini ileri sürerek önalım nedeniyle payın adına tescilini istemiştir.Davalı, zamanaşımı süresinin geçtiğini ve bedelde muvazaa bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Önalım hakkına konu payın dava sırasında bir başka kişiye veya satışı yapan paydaşa satılması halinde davacının 6100 sayılı HMK’nın 125. maddesi hükmü uyarınca seçimlik hakkı olduğundan dilerse davayı yeni satın alan şahsa yöneltir, dilerse davasını tazminata dönüştürerek davalı hakkındaki davasını devam ettirir. Bu nedenle davacıya seçimlik hakkını kullanması için süre verilmelidir. Önalım hakkına ilişkin payın satış yapan önceki paydaşa dönmesi davacının ilk satışla doğan önalım hakkını kullanmasına engel değildir.Bu gibi hallerde ilk satış bedeli ile ikinci satış bedeli farklı ise davacının hangi satış bedelinden sorumlu olacağı önem kazanır. Önalım davası açıldıktan sonra davaya konu payı satın alan kimse önalım davasının açıldığını bilerek kötü niyetle iktisap etmişse davacı daha düşük ise ilk satış sözleşmesindeki satış bedeli ile aksi halde son satış bedeli ile sorumludur. Davacının davayı yönelttiği kimsenin kötüniyetli olduğunu iddia etmesi halinde bu iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. İkinci satış fazla bedelle ilk satan paydaşa yapılmış ise o kimse ilk satışın tarafı olduğu için kötüniyetli olduğunun kabulü gerekir. Ayrıca kötüniyetin kanıtlanmasına gerek yoktur. Somut uyuşmazlıkta, arsa niteliğindeki 5 parsel sayılı taşınmazın dava tarihinde 341/1603 payı dava dışı üçüncü kişi, 550/1603 payı davacı ve 9496/21399 payının davalı adına kayıtlı olduğu tapu kaydından anlaşılmaktadır. Karar tarihinden sonra getirtilen tapu kaydına göre ise davacı payının değişmediği, 1053/1603 payın ise 17.03.2004 tarihinde satış yoluyla dava dışı ...’ye devredildiği görülmektedir. Bu nedenle, dava konusu pay ve dava edilmeyen payın dava dışı üçüncü kişiye devredilmesi nedeniyle davacıya HMK’nın 125. maddesi uyarınca seçimlik hakkının hatırlatılması gerekir.Mahkemece, davacıya HMK’nın 125. maddesindeki seçimlik haklarından hangisinin kullanacağı sorularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 1.100TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.