MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 11.07.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine dairemizin 11.11.2013 günlü ve 2013/10721 Esas 2013/14175 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A R Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Davalı ... vekili, davanın görev ve esas yönünden reddini savunmuştur.Mahkemece davaya bakmanın idari yargının görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, Dairemizce davaya adli yargıda bakılması gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.2- Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir. Tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için diğer bazı koşullar yanında imar parsellerinin oluşturulması sırasında, şuyulandırmaya tabi tutulan parselden 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 18/b-c maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı kesilip kesilmediğinin, kesilmiş ise uygulanan oranın saptanması gerekir, Mahkemece, 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 10/C-2 maddesi gereğince tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının (DOP) davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak tahsis miktarından bu oranda yapılacak indirimden sonra kalan miktarın tesciline karar verilmelidir.Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacıya 14.10.1985 tarihli ve 3439 numaralı tapu tahsis belgesiyle 394,50 m2 yer tahsis edildiği, dosya içerisindeki ...nün 06.09.2011 tarihli ve 3968-6092 sayılı yazıları ile bölgede 0,318845 oranında DOP kesilmekte olduğu bildirildiğinden tahsis edilen miktardan bu oranda kesinti yapılarak kalan miktarın davacılar adına tesciline karar verilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemesi,Ayrıca tapu tahsis belgesinde açıkça hisse belirtilmediğine göre tahsis sahipleri ... adlarına eşit hisse oranında yani 1/3'er hisse ile tahsis yapıldığının kabulü ile hüküm sonucunda kabul edilecek payın 1/3 hisse oranında davacı ... adına, 1/3'er hissenin de ...'ın mirasçıları adına ve mirasçılık belgesindeki hisseleri oranında tesciline karar verilmesi gerekirken mahkemece belirtilen hususular gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.