Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3943 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16574 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Bakırköy 3. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 11/07/2013NUMARASI : 2012/52-2013/247Davacı tarafından, davalı aleyhine 30.01.2012 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.07.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Davacı, davalı belediyenin denizden dolgu olan alana çeşitli ağaçlar dikmek suretiyle evinin bulunduğu binanın deniz manzarasını engellediği iddiası ile davalı belediyenin müdahalesinin önlenmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen rapora göre dava konusu ağaçlar nedeniyle davacının evinin deniz manzarasının engellenmediği ve davacının evinde bir değer düşüklüğü olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Hukuk mahkemelerinde görülen davalarda mahkemelerin ilk önce görev (yargı yolu) sorununu inceleyip karara bağlaması gerekir; çünkü yargı yolunun caiz olması dava şartlarındandır. Bir idari dava hukuk mahkemesinde açılırsa, davalı idare yargılama bitinceye kadar yargı yolu (görev) itirazında bulunabilir (HUMK m.7, II). Hukuk mahkemeleri gibi Yargıtay da temyiz incelemesi sırasında hukuk mahkemelerinin görevli olup olmadığını (yargı yolunun caiz olup olmadığını) re’sen incelemekle yükümlüdür (HUMK m.428/2) (Prof.Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü Şerhi, 6. Baskı, Cilt:I, s.724-725).6100 sayılı HMK’nın “Dava şartları” başlıklı 114. maddesinde de yargı yolunun caiz olması mahkemelerin görevli olması hususundan önce düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu nedenle öncelikle yargı yolu bakımından mahkemenin görevli olup olmadığı hususu değerlendirilmelidir. Davalı belediyenin denizden dolgu olan alana değişik ağaçlar dikmesi ile oluşan muaraza idari bir işlem ve eylemdir. İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesi gereğince davalı idarenin söz konusu idari eylem ve işlemlerinden dolayı açılacak davaların idari yargıda görülmesi gerektiğinden bu tür uyuşmazlıklar adli yargıda çözümlenemez. Mahkemece davanın yargı yolu bakımından reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 24.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.