Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3929 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16426 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Konya 3. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14/05/2013NUMARASI : 2010/187-2013/394Davacı tarafından, davalılar aleyhine 18.04.2008 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.05.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Ö.. Ç.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _Dava, elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir.Davalılar, tecavüzün imar uygulamasından kaynaklandığını belirterek açılan davanın reddini istemiştir.Davalılardan A.. E.. karşı dava ile TMK'nın 725. maddesi gereğince tapu iptali ve tescil talep etmiştir.Mahkemece, davalı Ö.. Ç..'in elatmasının önlenmesine, davalı karşı davacı A.. E..'nin davasının kabulü ile davacı M.. E..'e ait 4.. ada 1.. parsel sayılı taşınmazın 02.01.2013 tarihli bilirkişi raporunda A1 ve B1 rumuzlarıyla gösterilen kısmının A.. E.. adına tesciline karar verilmiştir.Hükmü, davalı Ö.. Ç.. temyiz etmiştir.1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı Ö.. Ç..'in aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.2- Yasal ayrıcalıklar dışında, TMK'nın 684/1 ve 718/2. maddelerine göre arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar. Bu kuralın istisnalarından birisi de 3194 sayılı İmar Kanununun 18/9. maddesinde yer almaktadır. Anılan madde; "Düzenleme sırasında, plan ve mevzuata göre muhafazasında mahzur bulunmayan bir yapı, ancak bir imar parseli içerisinde bırakılabilir. Tamamının veya bir kısmının plan veya mevzuat hükümlerine göre muhafazası mümkün görülmeyen yapılar ise, birden fazla imar parseline de rastlayabilir. Hisseli bir veya birkaç parsel üzerinde kalan yapıların bedelleri, ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmedikçe ve aralarında başka bir anlaşma temin edilmedikçe veya şüyuu giderilmedikçe, bu yapıların eski sahipleri tarafından kullanılmasına devam olunur" şeklinde düzenlenmiştir.Getirilen bu özel hüküm ile mütemmim cüz (ayrılmaz parça) olan yapı ile zemin arasındaki hukuki ilişki kesilmiş, bazı durumlarda yapı üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı ya da ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerince kullanma imkanı sağlanmış, zemin malikinin tasarruf gücü kısıtlanmıştır.Yukarıda açıklanan ayrıcalıklar ile bir kimse kendi taşınmazı üzerine mütemmim cüz (ayrılmaz parça) niteliğinde yapı inşa etmiş, imar uygulaması sonucu bu yer üçüncü kişiye ait imar parseli içerisinde kalmış ise, imar parseli malikine karşı bedelinin ödenmesi kaydı ile yapı sahibini koruma zorunluluğu duyulmuştur.Diğer taraftan imar planı kesinleşen yerlerde imar parsellerinin ifrazı veya tevhidi mümkün olmadığından imar parseline tecavüzlü yapılar nedeniyle TMK'nın 725. maddesi gereğince temliken tescil de istenemez.İmar uygulaması yapılan yerlerde zaten çarpık yapılaşmayı önlemek amaçlandığından imar mevzuatına aykırı şekilde davacı M.. E..'in imar parselini bölmek sureti ile kamu düzenine aykırı olarak tescil kararı verilemez.Mahkemece, yukarıda belirtildiği şekilde gerekli araştırmalar yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1). bentte yazılı nedenlerle davalı Ö.. Ç..'in temyiz itirazlarının reddine, (2). bentte yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 24.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.