MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.01.2012 gününde ve müdahiller vekili tarafından 06.07.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Davacı ve asli müdahiller, dava konusu payın satış bedelinin önalım hakkını engellemek amacıyla resmi senette 25.000,00 TL olarak gösterilmek suretiyle davalıya satıldığını, gerçek satış bedelinin 7.500,00 TL olduğunu, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.Davalı, tapuda gösterilen değerin gerçek değer olduğunu, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, dava konusu payın keşfen belirlenen değeri ve tanık beyanlarına dayanılarak davacının bedelde muvazaa iddiasına itibar edilmek suretiyle 11.750,70 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.2-Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir.Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Davacı satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasını her türlü delille ispatlayabilir. Ancak keşif tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir.Somut uyuşmazlıkta, davalıya çekişme konusu hissenin mülkiyetinin naklini sağlayan resmi senet içeriğinden payın 25.000,00 TL bedelle satışının yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı ve müdahiller payın gerçekte daha düşük olduğunu önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmişlerdir. Davacılar, satış sözleşmesinin tarafı bulunmadığından bedelde muvazaa iddiasının tanık dahil her türlü delil ile kanıtlanması mümkündür. Bilirkişi raporunda davaya konu payın değeri 11.160,00 TL, ödenmesi gereken harç 290,00 TL olarak hesaplanmıştır. Davacı tanıklarından ..., davaya konu payı davalıya kendisinin sattığını ve 15.000,00 TL aldığını beyan etmiş, diğer davacı tanığının ise görgüye dayanan bir bilgisi bulunmamakta, ancak dava konusu taşınmazın değerine ilişkin duyum ve görüşlerini beyan etmektedir. Mahkemece, davacının beyan ettiği pay değeri ve tanıkların bu anlatımlarındaki değer dışında keşfen belirlenen değere itibar edilerek depo ettirilmiştir. Davacı tarafından bedelde muvazaa iddiasını ispata yarayan başka bir kanıt sunulmamıştır. Soyut tanık anlatımları ve keşfen belirlenen değer bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya tek başına yeterli bulunmadığından, davacının muvazaa iddiasına itibar edilmemelidir.Mahkemece, bedelde muvazaa iddiası ispatlanamadığından dava konusu payın tapuda gösterilen satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masrafın toplamından oluşan önalım bedelinin TMK'nın 734. maddesi uyarınca hükümden önce belirlenecek uygun bir zaman içinde depo edilmesi için süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2.) bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde davalı tarafa iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.