Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 389 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 15662 - Esas Yıl 2014





T.C.YARGITAY14. Hukuk DairesiESAS NO : 2014/15662 KARAR NO: 2016/389 Y A R G I T A Y İ L A M IDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.11.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 08.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Davacı vekili dava dilekçesinde, ... sayılı taşınmazda ... payın 27.03.2012 tarihinde, ... payın 04.09.2012 tarihinde, ... payın 25.09.2012 tarihinde, ... payın 27.11.2012 tarihinde, ... payın 20.03.2013 tarihinde, ... payın 14.02.2013 tarihinde ve ...payın 20.03.2013 tarihinde davalı tarafından satın alındığını, müvekkilinin satışlardan yeni haberdar olduğunu belirterek davalıya satılan payların tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini istemiştir. Davalı vekili, dava değerinin kötüniyetli olarak 10.000,00 TL gösterildiğini, dava konusu taşınmazın gerçek şuf'a bedeline tapu harç ve masraflarının eklenerek buna göre vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerektiğini belirterek haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, verilen kesin süre içerisinde şuf'a bedeli yatırılmadığından ve eksik nispi harç tamamlanmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir..Mahkemece resmi senetlerdeki satış bedelleri ve masrafların toplamının ayrıca satış bedelleri üzerinden eksik nispi harcın yatırılması için davacıya verilen kesin süre içerisinde harcın tamamlanmadığı ve şuf'a bedelinin depo edilmediği gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın redddine karar verilmiş ise de davacıya verilen kesin süre usulüne uygun değildir. Davacının yatırması gereken resmi devir senetlerindeki satış bedeli ve masrafların toplamından ibaret olan şuf'a bedelinin ve nispi harcın eksik kalan kısmının mahkemece rakam olarak belirlenerek bu miktarın yatırılmasının ihtar edilmesi gerekir. Kaldı ki resmi senetlerin tamamı verilen sürenin dolmasına az bir süre kala mahkemeye intikal ettiğinden söz konusu miktarların hesaplanması ve depo edilmesi konusunda fiili imkansızlık da mevcuttur. Bu itibarla mahkemece davacı vekiline usulüne uygun bir süre verilmeden yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.