Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.12.2005 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.11.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Dava, ipotek terkini istemiyle açılmıştır. Mahkemece, dava kabul edilmiş, kararı davalı temyiz etmiştir. Davalının arsa sahibi sıfatıyla hareket ettiği, dava dışı Ş... İnşaat Limitet Şirketi'nin yüklenici olarak imzaladığı 21.12.1993 günlü sözleşmede arsa sahibinin yükleniciye bırakılması kararlaştırılan taşınmazlar üzerine "teminat ipoteği" tesis edeceği, sözleşmenin 7.sahifesinin (g) bendinde "……… diğer bir adedi ise herhangi bir bağımsız bölüm üzerinde olacaktır. Bu ipotekler ise (yani bir dükkân bir bağımız bölüm üzerindeki) iskân alınmasını müteakip derhal kaldırılacaktır……." hükmüne yer verilmiştir. Görülüyor ki, son bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin kaldırılması yapının iskân (oturma) ruhsatı alınması koşuluna bağlıdır. Bu koşul yerine getirilmeden ipoteğin kaldırılması istenemez. Sözleşmenin anılan hükmü yüklenicinin halefi konumundaki davacıyı da bağlar. Diğer yandan; yine 21.12.1993 günlü sözleşmenin 6. sahifesinde "yapının plan, proje ve teknik şartlara uygun tamamlanacağı" hükmü bulunmaktadır. Gerçekten, istisna sözleşmelerinin bir türü olan arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinde yüklenicinin öncelikli borcu yapıyı sözleşmeye, fenne ve amaca uygun meydana getirerek arsa sahibine teslim etmektir. Yapı söylenen koşullara uygun değilse orta yerde hukuken bir teslimden söz edilemeyeceği için arsa sahibi yararına konulan inşaat teminat ipoteği fonksiyonunu sürdürmeye devam eder. Hal böyle olunca; mahkemece taşınmaza ait yetkili mercii olan İmar Müdürlüğündeki işlem dosyasından da yararlanılarak yerinde keşif yapılmak suretiyle bilirkişiye yapının tasdikli projelerine uygun yapılıp yapılmadığının belirletmek, yapıda yasalara aykırılık yoksa iskan işlemlerini yürütmek ve iskânı almak üzere davacıya uygun bir süre vermek sözleşmede kararlaştırılan iş ve işlemler yerine getirilirse şimdiki gibi davayı kabul etmek aksi halde teminat fonksiyonu devam etmekte olduğundan, davayı reddetmek olmalıdır. Eksik inceleme ve araştırma ve sözleşme hükmünün yanılgılı değerlendirilmesi suretiyle davanın yazılı olduğu şekilde kabulü doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 09.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.