Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3878 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16302 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Eğil Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 04/07/2013NUMARASI : 2011/185-2013/47Davacı tarafından, davalı aleyhine 19.12.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.07.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davalı, davacının parselinin üç tarafının geçit için uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da ??geçit yetersizliği” denilmektedir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; dosyada mevcut pafta suretine ve 27.11.2012 tarihli bilirkişi raporu ve krokisine göre dava konusu 1335 parsel sayılı taşınmazın kuzey ve güney sınırından genel yola cepheli bulunduğu açıkça görülmektedir.Türk Medeni Kanununun “zorunlu geçit” başlıklı 747. maddesi gereğince taşınmazından genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malik, komşularından geçit hakkı tanınmasını isteyebilir. Bunun için yasa maddesinde belirtildiği üzere davacının taşınmazından genel yola çıkmasının hiç mümkün olmaması gerekir. Mahkemece, davacının geçit ihtiyacının bulunmaması nedeniyle davanın reddi gerekirken yazılı gerekçelerle kabulü doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 21.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.