Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3820 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 3409 - Esas Yıl 2007





Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 04.10.2006 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.12.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı, doğum tarihleri gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. İsim düzeltme davaları, taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan HUMK.nun 13.maddesi uyarınca, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır. Böyle bir davayı tapu maliki ile mirasçıları açabilir. Bunun yanısıra 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren yeni Türk Medeni Kanununun 702.maddesinin son fıkrası ile ortaklardan herbirinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden, elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan herhangi biri de, tek başına tapuda miras bırakanla ilgili düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu tür davanın, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde, yetkiye dayanılarak dava açan kişinin, aktif dava ehliyeti vardır. Tapu Sicil Müdürlüğüne yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırkende aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Ayrıca, davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekalet ücreti maktu olarak belirlenmelidir. Tapu Sicil Müdürlüğü de yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamalıdır. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Davacılar vekili 04.10.2006 tarihli dilekçesi ile 2006/502 sayılı ortaklığın giderilmesi davasında verilen 24.08.2006 tarihli yetki belgesine dayanıp, ayrıca 27.11.2006 tarihli ıslah dilekçesi ile 3003, 468, 699, 1242, 1244 ve 1306 parsel sayılı taşınmazlarda müşterek paydaş olan ve tapuda " H……. kızı N…….. A……." yazılı malikin soyisminin "H……. kızı N…….." olarak, yine tapuda paydaş " H……. kızı K…….." yazılı malikin soyisminin " H……. kızı K…….." olarak, yine 468 parsel sayılı taşınmazda müşterek paydaş " H……. kızı F……." yazılı malikin nüfus kaydına uygun olarak " H……. kızı K……." şeklinde nüfus kayıtlarına uygun olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece, tapulama tutanakları, tapu kayıtları ve kök muris Hasan Yahşi'nin çocuklarını gösterir aile nüfus kaydı getirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı idare vekili, kararı temyiz etmiştir. Dava Medeni Kanunun 1027.maddesi gereğince tapuda isim düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Tapu kayıtlarının düzgün tutulmasında kamu yararı bulunup, kamu düzenine ilişkin kayıt düzeltme davalarından mülkiyet nakline meydan vermemek için tapu maliki ile adının düzeltilmesi istenen kişinin aynı şahıs olup olmadığının saptanması gerekir. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Öncelikle, dava konusu parsellere ait dosyada tapulama tutanaklarındaki bilgiler okunaklı olmadığından, nüfus kayıtları ile irtibat kurulamamıştır. Tapulama tutanağı içeriğindeki bilgiler ile ismi düzeltilecek kişinin nüfus kaydı tapu kaydı ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmemiş, bu konuda şahitler dinlenmemiştir. Cumhuriyet Savcılığı aracılığı ile taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmamış, Nüfus Müdürlüğünden yine bu husus sorulmamıştır. Özellikle 468 parsel paydaş maliki H……. kızı K…….F…….'ın adı ve soyadının K…….. olarak düzeltilmesi istendiğinden, yukarıdaki ilkeler dahilinde emniyet ve nüfus idaresinden H……. kızı K…….F……. adında birisinin bulunup bulunmadığı araştırılmamış, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda inceleme yapılmamıştır. Bu nedenle ismi düzeltilmesi istenen nüfus kaydındaki kişi ile tapu kaydındaki şahsın aynı kişi olup olmadığı yukarıda ilkeler doğrultusunda araştırma yapılıp belirlenmeden noksan soruşturma ile hüküm kurulması doğru olmadığından, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 09.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.