Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3699 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 1074 - Esas Yıl 2015





T.C.YARGITAY14. Hukuk DairesiESAS NO : 2015/1074 KARAR NO : 2016/3699 Y A R G I T A Y İ L A M IDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.04.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davacının talebinin kabulüne, asli müdahillik taleplerinin süresi geçtiğinden reddine dair verilen 19.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve asli müdahale talebi reddedilen .... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Davacı, paydaşı olduğu ... parsel sayılı taşınmazın dava dışı önceki paydaşının payını satış yoluyla davalıya devrettiğini, satışa ilişkin noter bildirimi yapılmadığını ileri sürerek, önalım nedeniyle payın adına tescilini istemiştir..... ve .... 05.02.2014'de mahkemeye verdikleri dilekçe ile dava konusu taşınmazda hissedar olduklarını, davalıya yapılan hisse devrine ilişkin noter bildirimi yapılmadığı, hisse devrinden yeni haberdar olduklarını ileri sürerek asli müdahale talebinde bulunmuşlardır.Davalı, davacının hisse devrinden haberdar olduğunu ve dava konusu taşınmazda eylemli paylaşım bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne, müdahale talep eden ..... ve M....'in müdahale taleplerinin ise TMK'nın 733/4 fıkrası gereğince hak düşürücü süre geçmesi nedeniyle reddine karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili ve müdahale talebi reddedilen ...... temyiz etmiştir.1- Asli müdahale talebi reddedilen .....'in temyiz incelemesi yönünden; Dosya içindeki belgelerden müdahale talebinde bulunan .... ve ....'ın harç yatırmadıkları anlaşılmıştır. Usulüne uygun müdahale talebi olmadığı halde işin esasına yönelik gerekçe ile müdahale talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir. Eylemli paylaşım davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de res'en dikkate alınması gerekir. Davalı eylemli paylaşımın varlığını ileri sürmüş olmasına rağmen mahkemece yargılama sırasında keşif yapılmamıştır. Eylemli bölüşümün varlığı halinde önalım hakkı kullanılamaz. Bu nedenle, taşınmazda fiili taksimin bulunup bulunmadığının saptanabilmesi için uzman bilirkişilerin katılımı ile keşif yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken belirtilen husular gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.Kabule göre de, dava konusu ve iptal edilen payın 7/459 olması gerekirken, hüküm kısmında 7/9 olarak yazılması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin ve asli müdahale talebi reddedilen ...'in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.