MAHKEMESİ : Beykoz 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 08/07/2013NUMARASI : 2013/111-2013/453Davacı tarafından, davalılar aleyhine 07.03.2013 gününde verilen dilekçe ile muarazanın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.07.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Davacı vekili, dava dışı belediyeden Beykoz Mezarlığından 01.10.1968 tarihli ve 94665 sayılı makbuz ile davacının murisi ile davalıların murisinin birlikte mezar yeri satın aldıklarını, ancak ilgili mevzuat gereği mezarla ilgili sadece davalıların murisi adına tahsis belgesi düzenlendiğini, daha sonra davacının annesinin anılan mezara defnedildiğini, bu sebeple dava konusu mezar yerine davacının defnedilme hakkı olduğunu belirterek davacının vefatı halinde defin için izin verilmesini talep etmiştir. Davalılar, dava konusu mezar yerinin murisleri adına tahsisli olduğunu, davacının murisinin defnedilmesine daha önce rıza gösterilmiş olmasının davacıya da hak tanındığı anlamına gelmeyeceğini, ayrıca istemin de zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kabulü ile davacının anılan mezara defnedilme hakkının bulunduğunun tespitine karar verilmiştir. Hükmü, davalılar temyiz etmiştir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğünün 14.06.2013 tarihli yazısına göre, davalıların murisi N.. Ö.. tarafından 01.10.1968 tarihinde iki kişilik dolu aile kabri olarak satın alındığı, 01.10.1968 tarihli makbuzda ise “E.. Ş.. ve M. T.. Ö..” isimlerinin yazıldığı, anılan tarihte 1946 ve 1963 tarihlerinde defnedilen cenazelerin üzerine iki kişilik dolu olarak mezar yeri alındığından bu iki cenazenin birinci derece yakınlarının ileride vefat etmeleri halinde kabir yerine defnedilmelerinde bir sakınca olmadığı belirilmiştir. 1994 yılında E.. Ş.. üzerine birinci derece yakını olan kızı F. S.. Ö..'nın defnedilmesi yukarıda belirtilen yazı içeriğine göre doğrudur. Ne var ki, davacı birinci derece yakın olmadığı için davalıların murisleri adına kayıtlı olan mezar yerine defnedilmesi mümkün değildir. O halde davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 17.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.