Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3524 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17357 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Tüketici MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.10.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 11.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 31.03.2015 günü için yapılan tebligat üzerine gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, yükleniciden bağımsız bölüm temlikine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Davalı yüklenici davaya cevap vermemiştir.Davalı arsa sahibi ...'ın mirasçısı, duruşmada 03.11.2004 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini ibraz ederek içeriğini teyit etmiştir.Davalı ..., iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davalı ...'nun kötüniyeti ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, arsa sahipleri ile yüklenici ... arasında 03.11.2004 tarihli bir arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşme ile 3111 ada, 6 sayılı parsel üzerine yapılan binada 3. normal kat 12 no'lu bağımsız bölümün eser bedeline karşılık yüklenici şirkete bırakıldığı ve yüklenici ... ile davacı arasında düzenlenen 04.08.2005 günlü satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu bağımsız bölümün davacıya temlik edildiği, davacı tarafça 31.08.2007 tarihinde su bağlantısı, 20.09.2007 tarihinde abone olmak suretiyle elektrik bağlantısı sağlandığı ve tanık anlatımlarına göre kaba inşaat olarak teslim alınan dubleks dairenin eksikleri tamamlanarak oturmaya başlandığı ve davacının halen taşınmazda ikamet ettiği anlaşılmıştır.Tapu kaydı incelendiğinde, dava konusu bağımsız bölümün davalı ... tarafından 13.03.2007 tarihinde satın alındığı ve tapu maliki ... tarafından davacı aleyhine bu dava açıldıktan yaklaşık bir yıl sonra davacıya karşı ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/531 Esas üzerinden men'i müdahele ve ecrimisil davası açıldığı görülmüştür. Davacı ... 09.06.2011 günlü duruşmada yeminli ve imzalı beyanında dava konusu taşınmazı açıkca yüklenici ...'ndan toprak sahibi ...'ın tapuda devir işlemi yapması ile satın aldığını açıklamıştır. Buna göre, dava konusu taşınmaz davacı tarafından 04.08.2005 tarihinde resmi şekilde düzenlenmiş sözleşme ile satın alınmıştır. Davalı ... ise yüklenicinin talimatı ile tapudan doğrudan arsa sahibinin yaptığı devir işlemi ile satın almıştır. Gerek davacı ve gerekse davalı ...'nin dava konusu taşınmazı davalı yüklenici ...'ndan satın aldıkları konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uygulamada yüklenicinin aynı bağımsız bölümü değişik tarihlerde bir veya birden fazla üçüncü kişiye alacağın temliki yoluyla veya satış vaadi sözleşmesi yaparak temlik ettiği, temlik alan bir veya daha fazla kişinin aynı bağımsız bölüm üzerinde hak iddiasında bulunduğu sıkça görülmekte olup, böylesine durumlarda şahsi hakların yarışması söz konusu olmaktadır. Kural olarak da geçersiz olmadıkça veya sözleşme feshedilmedikçe yarışan şahsi haklardan önceki tarihli olanına değer tanınır.Somut olayda ise, dava konusu taşınmazın davacıya satış vaadi sözleşmesi ile satışı vaat edildiği halde davalı ...'ye tapudan devredildiği görülmüştür. Burada öncelikle üzerinde durulması gereken husus, kayıt maliki olan davalı ...'nin dava konusu bağımsız bölümü iktisapta iyiniyetli olup olmadığıdır. Gerçekten ayni hak, kütüğe tescil yoluyla yazılmışsa kural olarak böyle bir tescile dayanan iyiniyetli kişinin iktisabı korunur (TMK m. 1023). Dosya kapsamına, toplanan delillere göre, dava konusu taşınmazın öncelikle davacıya satılarak teslim edildiği, davacının eksiklikleri tamamlayarak taşınmazı kullanmakta olduğu, davalı ...'nin taşınmazı doğrudan 13.03.2007 tarihinde tapudan devir almasına ve 2007 tarihinden itibaren davacı taşınmazda ikamet etmesine rağmen 2010 yılına kadar uyuşmazlık çıkarmadığı, bu dava açıldıktan sonra men'i müdahele ve ecrimisil davası açtığı anlaşılmaktadır. Davalı ...'nin dava konusu bağımsız bölümü 13.03.2007 tarihinde kayden satın almış olmasına rağmen 2010 yılına kadar ilgilenmemesi ve taşınmazda üçüncü kişinin oturmasına itiraz etmemesi hayatın olağan akışına uygun düşmez. Bu durumda davalının iyiniyet savunması yerinde olmadığı gibi kendisine yapılan satışın muvaazalı olduğu anlaşılmakla mahkemece davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.