Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 349 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11342 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.05.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Davacı, paydaşı bulunduğu 1799 ada 3 parsel sayılı taşınmazda davalının önceki paydaşlardan ...'na ait toplam 523/1200 payı satın aldığını, satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini belirterek, davalı adına kayıtlı payın iptali ile adına tescilini istemiştir.Davalı vekili, satış bedelinin banka dekontuyla pay sahibi hesabına yatırıldığını, satış bedelinin taşınmazın değerine uygun olduğunu, önalım bedelinin tapudaki satış bedeli üzerinden belirlenmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne, karar verilmiştir.Hüküm, davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Davalının temyiz itirazlarına gelince ;Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.-2-Somut olayda, davacı bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamamış olup, mahkemece yukarıda değinilen ilkelere göre tapudaki satış bedeli olan 350.000,00 TL ve davalıdan tahsil edilen harç ve masraf toplamı depo ettirildiği halde önalım hakkının bu bedel üzerinden değil, dava konusu payın keşifte belirlenen değeri üzerinden hesaplanması, geri kalan bedelin davacıya iadesine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. Kabule göre de taraflar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden ve davacının bedelde muvazaa iddiası kanıtlanamadığından dava dilekçesinde belirtilen 200.000,00 TL üzerinden davacı yararına; bakiye 157.000 TL üzerinden davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözardı edilmesi de doğru değildir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde davalı tarafa iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.