Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 344 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 7118 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.06.2010 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulü ile satış suretiyle ortaklığın giderilmesine dair verilen 17.02.2015 hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.Davacı vekili, davalılardan borçlu ...’ın borcundan dolayı İİK'nın 121. maddesi uyarınca icra mahkemesinden alınan yetki belgesi uyarınca davalının paylı maliki olduğu 22036 ada 11 parsel sayılı taşınmazda 1 ve 11 nolu bağımsız bölümler ve son tapu kayıtlarında davalı ... adına kayıtlı olan 22036 ada 11 parsel sayılı taşınmazda 2 ve 7 nolu bağımsız bölümlerde satış suretiyle ortaklığın giderilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir. Elbirliği mülkiyetinde borçlu ortağın alacaklısı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Paylı mülkiyette ise, borçlu paydaşın alacaklısı, borçlunun bağımsız payının haczini ve satışını isteyebileceğinden yetki belgesine dayanarak ta??ınmazın paydaşlığının giderilmesini istemesi yasa koyucunun amacına uygun değildir. Somut olaya gelince;1-Dava konusu mesken niteliğindeki bağımsız bölümlerden 22036 ada 11 parsel sayılı taşınmazda 2 ve 7 nolu bağımsız bölümlerin son tapu kayıtlarına göre; Borçlu ...’ın paydaş olmadığı, tam pay olarak tek malik ... adına kayıtlı olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur,/.. 2015/7118 - 2017/344 -2-2-Dava konusu mesken niteliğindeki bağımsız bölümlerden 22036 ada 11 parsel 1 ve 11 nolu bağımsız bölümlerde ise borçlu ...'ın müstakil payı mevcut olduğu anlaşılmaktadır.Ortaklığın giderilmesi talep edilen bu iki taşınmazda borçlu davalının müstakil payı mevcut olup yukarıda açıklandığı gibi 5403 sayılı Kanunun 6537 sayılı yasa ile değişik 8. maddesi gereğince alacaklı davacı tarafından haczedilen bu payın doğrudan icra yoluyla satışı istenebileceğinden, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır.Ayrı ayrı belirtilen nedenlerle mahkemece dava konusu taşınmazlara ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...’ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 19.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.