Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3377 - Karar Yıl 2003 / Esas No : 2541 - Esas Yıl 2003





Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.2.1994 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin meni ve kal istenmesi özerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 16.6.1998 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Davacı, Yeşilçit ve Musalı Köyleri sınırlan içinde bulunan Ulugöl ve Keyfealan yaylalarına davalıların mülk edinme amacıyla betonarme ev yaptıklarını belirterek müdahalenin menine ve binaların kal'ine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, dava konusu yaylalarda bulunan eski evlerinin yıkılması sonucu onların yerine kışa dayanıklı olması için tuğladan yeni ev yaptıklarını, bu evlerin kadim yayladan yararlanma amacı ile yapıldığını, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiş, hükmü bir kışım davalılar temyize getirmiştir. Dava konusu olan hak, birden fazla kişi arasında ortak olupta bu hukuki ilişki hakkında mahkemece bütün ilgililer için aynı şekilde ve tek bir karar verilmesi gereken hallerde dava arkadaşlığı maddi bakımdan mecburidir. Diğer bir ifadeyle bir hakkın birden fazla kişi tarafından birlikte kullanılmasının (veya birden fazla kişiye karşı kullanılmasının) zorunlu olduğu hallerde, bu hak dava konusu edildiği zaman o hakla ilgili birden fazla kişi zorunlu dava arkadaşı durumundadır. Dava arkadaşlığının hangi hallerde mecburi olduğu maddi hukuka göre belirlenir. Zorunlu dava arkadaşlığında; dava arkadaşları arasındaki ilişki çok sıkı olduğundan, davada birlikte hareket etmek durumundadırlar. Mahkeme ise, dava sonunda zorunlu dava arkadaşlarının hepsi hakkında aynı ve tek bir karar verir. Maddi hukukla belirlenen zorunlu dava arkadaşlığının söz konusu olduğu durumlar; iştirak halinde mülkiyet birden fazla kiralayan veya kiracının bulunması hali, kat mülkiyeti, bazı hallerde müşterek mülkiyet, sözleşmenin bir tarafında birden fazla kişi bulunması olarak gösterilir. Zorunlu dava arkadaşlığında dava konusu olan hak tekdir. Yani dava arkadaşı sayısı kadar müddeabih yoktur. Bazı hallerde ise, birden fazla kişiye karşı birlikte dava açılmasında maddi bir zorunluluk olmadığı halde, kanun; gerçeğin daha iyi ortaya çıkmasını, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin doğru sonuca bağlanmasını sağlamak için, birden fazla kişiye karşı dava açılmasını usulen zorunlu kılmıştır ki bu durumda şekli bakımından bir mecburi dava arkadaşlığı söz konusudur. Böyle bir davada, dava arkadaşları hakkında aynı şekilde tek bir karar verilmesi veya dava arkadaşlarının hep birlikte ve aynı şekilde hareket etme zorunluluğu yoktur. Bunlara örnek olarak, olağanüstü zamanaşımına dayalı olarak açılan davalar veya nesebin reddi gibi davalar gösterilebilir. Somut olayda davacı, birden fazla gerçek kişi hakkında herbirinin ayrı ayrı yaylaya süreklilik arz eden ve mülk edinme amacı taşıyan evler yaptıkları iddiası ile elatmanın önlenmesi ve binaların yıkılması istemi ile dava açmıştır. Davacı ile davalıların herbiri arasındaki dava konusu şey davalıların yayladaki yararlanma amacına aykırı yaptıkları iddia edilen evlerdir. Bu olayda, dava konusu hak tek değildir. Davalı sayısı kadar müddeabih vardır. Hepsi hakkında ayrı bir inceleme yapmak ve karar vermek gerekir. Maddi ve usul hukukunda belirlenmiş zorunlu dava arkadaşlığı davalılar açısından söz konusu değildir. Bu nedenle davacı iddiası davalıların herbirinin savunması ve delillerinin daha detaylı incelenmesi, gerçeğin tam olarak saptanması için; davalılar hakkındaki davaların tefrik edilerek her biri hakkında ayrı değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemesi doğru görülmediğinden hükmün bu yönden bozulması gerekmiştir. Sonuç: Yukarıda yazılı nedenlerle, yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı hükmün (BOZULMASINA); bozma nedenine göre, sair, hususların incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 28.4.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.