Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3371 - Karar Yıl 1999 / Esas No : 2536 - Esas Yıl 1999





Davacı vekili tarafından, davalılar, aleyhine 18/09/1996-24/01/1997 tarihlerinde ve verilen dilekçe ile kişisel hakka davalı tapu iptali ve tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin kabulüne dair verilen 17/11/1998 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:Davacı, eser sözleşmesi uyarınca yapmakta Olduğu binadan 4. kat 2 nolu bağımsız bölümü yükleniciden satın aldığını, binanın tamamlanma oranına göre tescil olanağının doğduğunu ileri sürerek, arsa sahiplerine karşı tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur. Yargılama aşamasında yükleniciye karşı açtığı dava ile de kademeli olarak öncelikle tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde, satış bedelinin ödeme günündeki Amerikan Doları karşılığının ve cezai şartın ödenmesine karar verilmesini istemiştir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, tapu iptali tescil isteminin reddine 300 milyon tazminat isteminin kabulüne, cezai şart isteminin de ifa imkansızlığı olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı temyize getirmiştir.Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, davacının aşağıda açıklanan hususlar dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Davacı ve yüklenici, dava konusu bağımsız bölümün satışı için satış vaadi sözleşmesi düzenlemişlerdir. Sözleşmeye göre satıcı tarafından 30/06/1995 tarihine kadar tapu verilmediği takdirde alıcıya 150 milyon lira cezai şart ödenecektir. Borçlar Kanunun 158 ve devamı maddelerinde düzenlenen cezai şart, sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi halinde borçlunun belirli bir miktar para ödeme taahhüdüdür. Cezai şartın üç amacı vardır. Bunlar teminat ve ceza amacı, tazminat amacı ve sözleşmeden dönme amacıdır (Prof. Dr. Fikret Eren Borçlar Hukuku Genel Hükümler Cilt 111. İstanbul 1994 sh. 372).Borçlar Kanunun 158/1 maddesinde seçimlik cezai şart düzenlenmiştir. Buna göre alacaklı, sözleşme gereği hiç yada gereği gibi yerine getirilmediği takdirde ya edimin ifasını yada cezai şartın ödenmesini ister, burada teminat ve ceza amacı söz konusudur. Borçlar Kanunun 161. maddesine göre bu şartın aşırı olmaması gerekir. Somut olayda taraflar sözleşmenin ifası için belirli bir tarih öngörmüşlerdir. Bu tarihe kadar borç ifa edilmediği takdirde 150 milyon lira ödenecektir. Borçlu yüklenici edimini yerine getirmemiştir. Davacı, yükleniciye karşı açtığı davada aynen ifayı istememiş, ödediği paranın geri verilmesini ve cezai şarta hükmedilmesini istemiştir. Ceza olarak öngörülen para da Borçlar Kanunun 161. maddesine göre davalıyı yoksulluğa düşürecek oranda değildir. Cezai şartın ödenmesi için kusur da aranmayacağına göre mahkemece yazılı gerekçelerle ifa imkansızlığından söz edilerek cezanın ödenmesine ilişkin istemin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Sonuç : Yukarıda yazılı gerekçelerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, 05/05/1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.