Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 33 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 6879 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.05.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Dava, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalı ... tarafından dava konusu 1 sayılı parselden 24.07.2009 tarihinde 296/2400 pay satın alımı, 16.06.2010 tarihinde trampa yolu ile 37/600 pay alımı ve 02.09.2010 tarihinde 79/800 pay satın alımı yoluyla edinilen payların önalım hakkı nedeniyle iptali ve davacı adına tesciline karar verilmiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından 16.06.2010 tarihinde trampa yolu ile devralınan 37/600 paya ve 02.09.2010 tarihinde satın alınan 79/800 paya yönelik olarak temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 04.06.2014 tarihli, 2014/6607-7418 E-K sayılı ilamıyla “Tapudaki işlemin tarafı olmayan davacının bu iddiasını tanık dahil her türlü delille ispatlaması mümkün ise de trampaya konu edilen taşınmazlar arasında değer farkı olması tek başına işlemin trampa olmadığını ispatlamaya yeterli değildir. Mahkemece davacının trampanın satış olduğuna ilişkin delilleri ve davalının karşı delilleri toplanarak yapılan işlemin trampa olup olmadığı bu şekilde değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken trampaya konu payın ve daha sonra yapılan satışa ilişkin payın iptaline karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple, kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir../..2016/6879-2017/33 -2-Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile dava konusu 1 parsel nolu taşınmazın davalı adına kayıtlı bulunan 385/2400 (16/06/2010 tarihinde satışa konu olan 37/600 pay ve 02.09.2010 tarihinde satışa konu olan 79/800 payın toplamı) hissenin iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir. Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür. Bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeden, trampanın yapıldığı tarihten önce yani 24.07.2009 tarihinde satılan hisselere yönelik kurulan hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği şeklindeki yanılgılı gerekçeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.