Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3239 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12333 - Esas Yıl 2015





T.C.YARGITAY14. Hukuk DairesiESAS NO : 2015/12333 KARAR NO: 2016/3239 Y A R G I T A Y İ L A M IDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.11.2011 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; konusuz kalan dava için karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 27.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Dava, elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme talebine ilşkindir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm Dairemizce, davanın esası hakkında karar verilmeyen hallerde yargılama giderlerinin hakim tarafından belirleneceğinin öngörüldüğü, bu belirlemenin davanın açılmasına sebebiyet veren tarafın yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, daha önce davanın esasına ilişkin karar verildiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, 44.452,40 TL üzerinden 5.189,76 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, diğer hususlarda daha önce hüküm kurulduğundan yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına kararı verilmiştir.Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK'nın 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir. Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür. Bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeden, hükmün diğer yönlerinin kesinleşmiş olduğundan bahisle "aynı konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.