Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3221 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16192 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.04.2010 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesi nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi dahili davalılar ... v.d. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Davacı vekili, bir kısım davalıların murisi...., davalılar ..., ..., ... ve ... ile.... Noterliğinde ayrı ayrı muris.....'dan miras kalan 10, 19 (8946, 8947, 8948), 23 (8905-8906), 110 (8964, 8965, 8966, 8967, 8968, 8969), 107 parsel sayılı taşınmazlardaki davalıların hissesine düşecek miras payını satış vaadi sözleşmeleriyle satın aldığını, bedelini ödediğini ancak kendi adına tapu da intikal yapılmadığını bu nedenle davalılar adına kayıtlı dava konusu taşınmazlardaki payların iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.Dahili davalılar ... ve ... vekili, dava konusu taşınmazlardaki hisselerini....,.... ve....'dan bedelini ödeyerek 2000 yılının Nisan ayında satın aldıklarını ancak özel durumlar nedeniyle tapuda işlem yapılamadığı için ... Noterliğinin 05.05.2000 tarihli ve.... yevmiye numaralı vekaletnamesi ile kendilerine paylarını satan...., .... ve ....'dan aldıklarını, vekalet ile birlikte dava konusu satın aldıkları yerinde kendilerine teslim edildiğini, tapu da devir sorunu ortadan kalkıncada 06.06.2011 tarihinde tapuda kendileri adına dava konusu taşınmazların intikalinin yapıldığını, satın alırken de fiilen teslim aldıklarını, meyve ağacı diktiklerini, hala da kullandıklarını bu nedenle davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, dahili davalılar ... ve ... vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre dahili davalılar ... ve ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.2- Dahili davalılar ... ve ... vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; dava konusu (eski 110) yeni 8964 ve 8967 parsel sayılı taşınmazlarda bir kısım davalıların murisi .... tarafından davacı ...'ya satışı vaadedilen payların, vaat borçlusu...... mirasçıları tarafından 06.06.2011 tarihli ve..... yevmiye numaralı satış işlemi ile tapudan ...'a, (eski 110) yeni 8966 parsel sayılı taşınmazdaki paylarını ise davalı ...'ya tapudan devredildiği anlaşılmaktadır.Satış vaadine konu edilen bu taşınmazların vaat borçlusu tarafından üçüncü bir kişiye satışında yasal bir engel yoktur. Satış vaadi sözleşmesi ilgilisine ancak kişisel bir hak sağladığından bu hak kural olarak tapu ile kendisinden sonra malik olan mülkiyet hakkı sahibine karşı ileri sürülemez. Başka bir anlatımla ayni hak ile şahsi hakkın yarışmasında ayni hakka üstünlük tanınır. Ancak, bu gibi durumlarda şahsi hak sahibi olan vaat alacaklısı tapu malikine karşı bazı nedenlere dayanarak mülkiyetin iadesi için dava açabilirler. Hukukumuzda, kişilerin satın aldığı şeylerin ileride kendilerinden geri alınabileceği endişesi taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle satın alan kişinin iyiniyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bir tanımlama yapmak gerekirse iyiniyetten maksat "hakkın doğumuna engel olacak bir hususun hak iktisap edilirken kusursuz olarak bilinmemesidir." Belirtilen ilke, TMK m. 1023'de aynen "tapu kütüğündeki sicile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki m.1024'de "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde vurgulanmıştır (...., Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi ve Yüklenicinin Temliki İşleminden Kaynaklanan Davalar, Adalet Yayınevi Ankara 2009, s.134-135).Sonuç olarak mahkemece muris...... mirasçılarının murisleri tarafından davacıya satış vaadi sözleşmesiyle devri vaadedilen taşınmazlardaki hisselerini tapudan devrettikleri ... ve ...'nın bu hisseleri ..... mirasçılarından devralmalarında 4721 sayılı TMK'nın 1023. maddesi uyarınca iyiniyetli olup olmadıkları araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.Kabule göre de dava konusu taşınmazlardaki paylarını tapudan dahili davalılar ... ve ...'ya devreden üçüncü kişiler.....,....,...., ...., ...., .... isimli paydaşların devrettikleri paylarında davacı ... ile aralarında satış vaadi sözleşmesi bulunmamasına ve vaat borçluları olmamalarına rağmen dahili davalılar ... ve ...'nın bu üçüncü kişilerden aldıkları paylarında iptal edilerek davacı adına tesciline karar verilmesi yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle dahili davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca dahili davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.