Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 319 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11127 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 07.03.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31.12.2012 tarihli hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine temyiz isteğinin süre yönünden reddine ilişkin 27.05.2014 tarihli kararın davalı vekili tarafından Yargıtayca incelenmesi istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A RDava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı, yargılamaya katılmamıştır.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.Mahkemece, temyiz talebinin süresinde olmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddine dair verilen 27.05.2014 günlü karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Temyiz eden davalıya gerekçeli karar ilanen 03.04.2013 tarihli gazetede yayımlanarak ve mahkeme divanhanesine asılarak tebliğ edilmiş, davalı tarafından 12.05.2014 tarihinde temyiz talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Mahkemece, davalının tebliğe elverişli adresi yeterince araştırılmadan ilanen tebligat yapılması doğru görülmediğinden davalıya yapılan gerekçeli karar tebliğinin usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda temyiz isteminin süre yönünden reddine ilişkin ek karar yerinde olmadığından 27.05.2014 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verilerek, 31.12.2012 tarihli ilamın temyiz incelemesine geçildi;6100 sayılı HMK’nın “hukuki dinlenme hakkı” başlıklı 27. maddesine göre hakimin tarafları, müdahilleri ve yargılamanın diğer ilgililerini kendi haklarıyla bağlantılı olarak dinlemesi, savunma ve delillerini tespit etmesi zorunludur. Bu koşulun yerine getirilmesi için yargılama aşamasında sözü edilen ilgililere yöntemince davetiye gönderilmesi gerekmektedir. İlgililere gönderilecek davetiyenin biçimi ise 7201 sayılı Tebligat Kanununda gösterilmiştir../..2014/11127-2015/319 -2-7201 sayılı Tebligat Kanununun "İlanen Tebligat" başlıklı 28. maddesinde "Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır. Yukarıki maddeler mucibince tebligat yapılamıyan ve ikametgahı, meskeni veya işyeri de bulunamıyan kimsenin adresi meçhul sayılır.Adresin meçhul olması halinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tesbit edilir. Bununla beraber tebliği çıkaran merci, muhatabın adresini resmi veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine sorar ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirir." düzenlememesine yer verilmiştir.Somut olayda, mahkemece davalının adresinin tespiti hususunda yapılan araştırmalar yeterli değildir. 7201 sayılı Tebligat Kanununun 28. maddesi ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 48. maddeleri gereğince davalının, adresi tespit edilemediğinde ve adres kayıt sisteminde adresi bulunmadığı takdirde resmi ve özel kuruluşlardan araştırma yapılması gerekmektedir. Davalı tarafın temyiz dilekçesi ekindeki SGK kayıtlarından davalının 2003 yılından 2010/10 dönemine kadar aynı işyerinde, 2010/11 döneminden 2014/03 dönemine kadar da yine başka bir işyerinde devamlı olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Davalının tebliğe elverişli adresinin 7201 sayılı Tebligat Kanununun 28. maddesi ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 48. maddeleri gereğince gerekli kuruluşlardan yeterince araştırılmadığı anlaşıldığından davalının adresinin meçhul kabul edilmesi ve ilanen tebliğ yapılması doğru görülmemiştir. Bu nedenle mahkemece, davalıya duruşma günü ve saati usulüne uygun olarak tebliğ edilmeden, dolayısıyla hukuki dinlenme hakkı ihlal edilerek davanın esasının karar bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.