Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2960 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10827 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı-karşı davalı vekili tarafından, davalılar-karşı davacılar aleyhine 29.05.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil veya tazminat, birleştirilen davada elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan muhakeme sonunda; asıl davada tazminat, birleştirilen davada elatmanın önlenmesi isteminin kabulüne, ecrimisil isteminin kısmen kabulüne dair verilen 15.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı ... vekili ile daval....Kooperatif vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 08.03.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Av.... ile karşı taraftan davalı Kooperatif vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Davacı ..., yükleniciye bırakılan 14 numaralı bağımsız bölümü temlik aldığını, kaba inşaat ile arsa bedelini ödediğini ileri sürerek, taşınmazın adına tescilini veya TMK’nın 724. maddesi gereği adına tescilini veya TMK’nın 723. maddesi uyarınca şimdilik 6.000,00 TL bedelin alınmasını istemiş; ıslah dilekçesi ile de bedeli 26.156,00 TL’ye yükseltmiştir.Birleştirilen davada da davacı...lı Yapı Kooperatifi, davalı ...’in yükleniciden temlik aldığı taşınmazı kullandığını, yüklenici ile aralarındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin hükmen feshedildiğinden davalının taşınmazı kullanma hukuki gerekçesinin kalmadığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ile 7.500,00 TL ecrimisilin alınmasını istemiş, ıslah dilekçesi ile de bedeli 15.800,00 TL’ye yükseltmiştir.Davalı yüklenici, binayı kaba inşaat olarak ...’e teslim ettiğini belirtmiş; davalı kooperatif, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece asıl davanın kabulü ile TMK’nın 724. maddesi uyarınca taşınmazın davacı adına tesciline, birleştirilen davanın reddine karar verilmiş, davalı-davacı kooperatifin temyizi üzerine Dairemizin 08.10.2013 günlü ve 2013/7638-12885 sayılı bozma ilamına uyularak, asıl davada 26.156,00 TL bedelin 6.000,00 TL kısmının dava tarihinden bakiye bedelin de ıslah tarihinden itibaren işleyen faiziyle birlikte davalı kooperatiften alınmasına; birleştirilen davada elatmanın önlenmesi isteminin kabulü ile 2.000,00 TL ecrimisil bedelinin davalı ...’den alınmasına dair karar verilmiştir.Hükmü, davalı-davacı kooperatif vekili ve davacı-davalı ... vekili temyiz etmiştir.1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davacı-davalı ... vekili ile davalı davacı kooperatif vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.2-Dava, davalı yükleniciden temlik alınan kişisel hakka veya TMK’nın 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil ya da TMK’nın 723. maddesi uyarınca tazminat; birleştirilen dava elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir.Davacı akidi olan yükleniciden Borçlar Kanununun 96. maddesine dayanarak ademi ifa sebebiyle tazminat isteyebilir. Buradaki borcun nedeni, borçlunun (yüklenicinin) taahhüdünü ihlal etmesidir. Borçlunun taahhüdü, genellikle bir akte dayandığından buna "akdi tazminat", borçlunun sorumluluğuna da "akdi sorumluluk" denilmektedir. Borçlar Kanununun 96. maddesi gereğince ödenmesi gereken tazminat ise alacaklının müspet zararıdır. Müspet zarardan da borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne vaziyette bulunacak idi ise bu vaziyetle mamelekin hali hazır vaziyeti arasındaki fark anlaşılmalıdır.Davacının dayandığı “Sözleşmedir” başlıklı, adi yazılı, tarihsiz temlik sözleşmesinde taşınmazı kaba inşaat olarak davalı yükleniciden edinildiği anlaşılmaktadır. Davacı ... dava dilekçesinde dava konusu taşınmazı kaba inşaat olarak teslim alarak binayı tamamladığını belirtmiş, bilirkişi kurulunun 01.06.2010 günlü raporunda da dava konusu taşınmazın tamamlanmış olduğu tespit edilmiştir. Yüklenicinin arsa malikine karşı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle anılan sözleşme hükmen feshedilmiştir. Yüklenici artık akidi olan davacıya karşı taşınmazın mülkiyetini nakletme borcunu yerine getiremeyeceğinden davacı ...’in BK’nın 96. maddesinde tanımlanan müspet zararından sözleşmenin ademi ifası nedeniyle sorumludur. Dolayısıyla, dava tarihinde davaya konu taşınmazın kaba inşaat olarak rayiç değerinin tespit edilmesi, ayrıca davacının kaba inşaat olarak teslim alarak tamamladığı imalatlardan ise davalı arsa maliki sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca sorumlu olacağından taşınmazda kaba inşaat tesliminden sonra yapılan imalatların bedelinin de saptanması gerekir.Mahkemece, inşaat mühendisi, mimar ve emlak değerlendirme uzmanının katılımı ile oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle keşif yapılarak bilirkişilerden dava tarihi itibariyle taşınmazın kaba inşaat rayiç değeri ile kaba inşaattan sonra yapılan imalatların bedeli tespit edilerek sonuca gidilmesi gerekirken taşınmazın temel inşaatından sonra yapılan tüm imalatlardan davalı arsa malikinin sorumlu tutması doğru değildir.Diğer taraftan, ecrimisil alacağı 08.03.1950 günlü ve 1945/22 E. 1950/4 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre haksız olarak kötüniyetli kullanımdan doğan bir işgal tazminatıdır. Nitekim, TMK’nın 995. maddesi gereğince “İyiniyetli olmayan zilyet, geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız alıkoymuş olması yüzünden hak sahibine verdiği zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünler karşılığında tazminat ödemek zorundadır.” Somut olayda, davalı ... taşınmazı davalı arsa maliki ile davalı yüklenici arasındaki sözleşmeye dayanarak yükleniciden kaba inşaat olarak temlik alıp kullanılabilir hale getirdikten sonra tasarrufta bulunmuştur. Bu durumda, davalı ...’in kötüniyetli olduğundan sözedilemeyeceğinden ecrimisil ödemesine karar verilmesi doğru değildir.Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar bir yana bırakılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) no'lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ve davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) no'lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekili ile davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.350,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalı...’den alınarak duruşmalı temyiz eden davacı ... ile davalı kooperatife verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere08.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.